Erdoğan ile Esad’ın kaçırdığı büyük fırsat
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 12 yıl sonra ilk defa bir uluslararası toplantıda çekilen toplu resimde aynı kare içinde yer aldı. İki lider, 11 Kasım Cumartesi günü Suudi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 12 yıl sonra ilk defa bir uluslararası toplantıda çekilen toplu resimde aynı kare içinde yer aldı. İki lider, 11 Kasım Cumartesi günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen olağanüstü Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısına katıldı. Toplantının duyurulmasının ardından özellike Türk kamuoyunda Erdoğan’dan Esad ile görüşme doğrultusunda sürpriz bir adım gelmesi olasılığı kulislerde tartışılmaya başlanmıştı. Ancak bu olmadı. Bazı iddialara göre, görüşme yapılması için bazı ülkeler aracı oldu, ancak Esad kabul etmedi. Türk tarafından bu konuda sızan bir bilgi yok.
Ama işin esasına gelelim; Zirve’de böyle bir resmin verilmemesi, hem Türkiye hem de Suriye için kaçırılan büyük bir fırsattı. Zirve’de bir el sıkışması fotoğrafı ile iki ülke arasındaki sorunların aşılması için hem halklar hem de iki devletin bürokrasisi içinde olumlu etki yapacak bir resim verilmiş olacaktı.
Ama bundan daha önemlisi, Erdoğan-Esad el sıkışması resminin uluslararası kamuoyuna verdiği mesajın yaratacağı etkidir. Ankara ve Şam’ın masaya oturması, iki komşu halk ve devlet arasına “kara kedi”lerin girmesini önleyecek başlangıçtır.
Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri, üçüncü ülkeler üzerinden yürütülen temaslarla ilerletme, sorunları çözme imkanı yoktur. Çünkü üzerinde konuşulan konu, iki sınır komşusunun ortak derdidir ve öncelikle iki devletin kafa kafaya vermesiyle çözülebilir.
Elbette, iki liderin el sıkışması ile bütün sorunlar bir anda çözülmeyecek ama önceki dönemden kalan tortularının yarattığı psikolojik engelin aşılmasını sağlayacaktır. Böylece, Şam’ın egemenlik konusu olarak gördüğü konular, masada etraflı şekilde tartışılabilecektir.
Suriye yönetimi, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekat bölgelerinde Türkiye’nin fiili otoritesini ve İdlib’deki Türk askeri varlığını bir egemenlik sorunu olarak görmektedir. Şam yönetimine göre, İdlib’i yeniden otoritesi altına almak için yapılacak operasyonlara bölgedeki Türk askeri varlığı engel oluşturmaktadır.