Atatürk'e lanet okuyanlara birkaç soru
Ayasofya'nın Atatürk'e meydan okunacak bir yer olmadığını Ali Erbaş bilmiyor mudur? "Kimse karışamaz" denilen egemenliği Atatürk'ün sağladığını? O başkanlık koltuğunda oturduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nı Atatürk'ün kurduğunu?
Ayasofya'nın yeniden cami olarak açıldığı gün kılınan Cuma namazının hutbesinde Diyanet İşleri Bakanı Ali Erbaş, ismini vermeden Atatürk'e, "lanet" okudu.
Gelen tepkiler üzerine yaptığı açımlamada ise yine Atatürk'ün ismini vermeden, "vefat eden kişilere dua okunur, beddua okunmaz" dedi. Fatih'in vakfiyesine atıfta bulunduğunu, görevini yaptığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Danıştay'ın kararının açıklandığı 10 Temmuz günü yaptığı "millete sesleniş" konuşmasında, Ayasofya'nın, Atatürk tarafından müzeye çevrilmesi kararını kastederek, "hem tarihe ihanetti, hem hukuka aykırıydı" demişti. "Ayasofya'nın açılması aynı zamanda Fatih'in ağır bedduasından kurtulmamızı sağlamıştır" diye de konuşmuştu.
Bu süreçte yanıtlanması gereken birkaç soru var…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir sene önce, Ayasofya'nın açılmasını talep edenlere karşı çıkışmıştı. "Bu bir tezgah, oyuna gelmeyelim. Bunun siyasi yönü var, götürüsü var. Daha Sultanahmet'i dolduramıyorsunuz, Ayasofya'nın açılmasını istiyorsunuz" diye özetlenebilecek bir yanıt vermişti.