Baykal iki boyutun aydınlanmasını istiyor
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Fetullah Gülen terör örgütüne karşı başlatılan geniş çaplı soruşturmalar karanlıkta kalmış birçok olayı aydınlatacağa benziyor.Arka arkaya gelen...
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Fetullah Gülen terör örgütüne karşı başlatılan geniş çaplı soruşturmalar karanlıkta kalmış birçok olayı aydınlatacağa benziyor.
Arka arkaya gelen itirafların yanı sıra, tutuklananların ifadeleri de olaylar arasındaki bağlantıları ortaya çıkarıyor.
Savcı Ferhat Sarıkaya’nın itirafları eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a kurulan komployla ilgili gerçekleri ortaya çıkardı. Savcı, Gülen örgütünden polis şefleri ve hâkimlerin talimatıyla Büyükanıt’ı Şemdinli davasına dahil etmeye uğraştığını itiraf etti. Cemaat’le olan maddi ilişkisini de anlattı.
Karanlıkta kalmış olaylardan biri de CHP’nin bir önceki lideri Deniz Baykal’a ve MHP yöneticilerine kurulan kaset komplosuydu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu olaylarla ilgili yeni gözaltılar yapıldı. Siyasilere yönelik komplonun Emniyet İstihbarat Dairesi bünyesinde C Şubesi tarafından planlandığı ve polisler tarafından uygulandığı bilgileri yansıdı. Hedef evlere kameralar yerleştirildiği ve elde edilen görüntülerin de ‘Emniyet İmamı’ olarak bilinen kişiye teslim edildiği yansıyan haberler arasındaydı.
Bu komployu kuranlarla, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, başbakan olarak görev yaptığı dönemde ofisine dinleme cihazı koyanların aynı ekip olduğu tekzip edilmeyen bir diğer önemli haberdi.
‘BEN ANLARIM’
Komployla ilgili olarak yapılan yeni gözaltılar ve ortaya çıkan yeni bilgiler konusunda Deniz Baykal ne düşünüyor?
Kuşkusuz Baykal gelişmeleri titizlikle takip ediyor.
Dünkü sohbetimizde şu vurguyu yaptı:
“Bu komployu tatbik edenler var, bir de talimatı verenler. Önemli olan bu komplonun iki boyutuyla aydınlatılmasıdır. Sadece tatbik edenlerin ortaya çıkarılması yetmez. Tatbik edenler güvenlik, istihbarat görevlileri olabilir. Başbakan’ın ofisine dinleme cihazı koyan ekipten de birileri olabilir. Bunlar olabilir. Ama daha önemlisi; bu komplo için talimatı veren kimdir ve kimlerdir, sorusuna yanıt bulunmasıdır. Bu boyutu çok önemli.”
Baykal, daha önce bu olayla ilgili olarak yakalandığı belirtilen kişilerden ciddi bir sonuç çıkmadığını anımsatıyor. “İnşallah bu kez ciddidir” diyor.
Baykal, daha önceki soruşturmada dosyanın avukatına verilmediğini, gizli olduğunun söylendiğini anımsatıyor. “Eğer” diyor, “daha once alınanlar ve bu kez alınacak olan ifadeler avukatıma verilirse, ben okuduğunda anlarım ve olayı çözerim.”
Komplonun siyasi bir komplo olduğunu vurgulayan Baykal’ın yanıt aradığı soruları şöyle sıralayabilirim:
Böyle bir komploya bir şube müdürü ve amiri karar veremeyeceğine göre nereden talimat almışlardır ve talimatı verenler kimlerdir?
Kime veya kimlere rapor vermişler, kimlere servis etmişlerdir?