Ayıptır, günahtır, zulümdür!
Zafer için tehlikenin gözünün içine bakmak şart olduğu halde, kurtuluşu “görmedim, duymadım, bilmiyorum!”da arayan ve bulduğunu zanneden bir toplum olduk.Halbuki biz, “Herkes kendi kapısının...
Zafer için tehlikenin gözünün içine bakmak şart olduğu halde, kurtuluşu “görmedim, duymadım, bilmiyorum!”da arayan ve bulduğunu zanneden bir toplum olduk.
Halbuki biz, “Herkes kendi kapısının önünü temizlese, sokak tümüyle temiz olur” anlayışına sahip bir kültürden geliyoruz. Bu da öz kültürümüze ne denli ters düştüğümüzün açık işaretidir.
Neredeyse hayatımızın anlamı, daha doğrusu anlamsızlığı, nemelazım(cılık), boş vermişlik, bana ne(cilik), vurdumduymazlık ve bana dokunmayan (!) yılan bin yaşasın tavrına endeksli.
Bu hal, demokrasimize de yansımış ve onu sandıktan ibaret bellemişiz. Oy verdik ya; işimiz bitti deyip, bir dahaki oy verme dönemini bekliyoruz. Bu arada yapılması gereken bütün işleri, seçtiklerimizden bekliyoruz.