Bürokrasi
'Zorba (ceberut) devlet' anlayışında bir bürokrasimiz mevcut. Baş belası bu bürokrasiyi biz Osmanlı’dan, onlar da Fransa’dan almıştı. Fransa ise mahut demokrasiyi Afrika’daki sömürgeleri için...
'Zorba (ceberut) devlet' anlayışında bir bürokrasimiz mevcut. Baş belası bu bürokrasiyi biz Osmanlı’dan, onlar da Fransa’dan almıştı. Fransa ise mahut demokrasiyi Afrika’daki sömürgeleri için tasarlayıp uygulamaya koymuştu. Gayr-i insani gördükleri bu uygulamayı daha sonra kaldırmıştı.
Biz ise son iki yüz yıldır yakalandığımız bu hastalığın müptelası olduk. Zira bu hal, vatandaşıyla arası olmayan, vatandaşına tepeden bakan ve onu insan yerine koymayan devletin arayıp da bulamadığı bir yoldu.
Halkına tahakküm eden ‘zorba devlet’, insan-yetki ilişkisindeki psikolojiyi kullanarak, kendini erişilmez, halkı ise devlet kapısında sürünen ‘sürü’ olarak konumlandırdı.
Oysaki devletler vatandaşları için vardır; amir millettir, devlet ise garson hüviyetinde olmalıdır. Bizde, vatandaş insan sayılmadığından, onun beyanı esas alınmıyor. Ya yalan beyanda bulunursa denilip, milyonlarca dürüst vatandaş, üç beş yalancıya, sahtekâra, düzenbaza mahkûm ediliyor.