Fikri iktidar
Bizim içeriden kendimize yaptığımız kötülüğü, dışarıdan hiçbir düşman yapmamış, yapamamıştır. Demek ki bizim milli eğitimimiz, FETÖ’den önce de CIA’e bağlıymış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite açılışında yaptığı konuşmada 18 yıllık iktidarlarında hemen her alanda büyük başarılara imza attıklarını, ancak özellikle milli eğitimin içeriğinin konusunda aynı başarıdan söz edilemeyeceğini üzüntüyle belirtti.
Siyasi partiler tek başlarına iktidar olsalar bile, bu durum onların muktedir olmaları anlamına gelmiyor. Muktedir olabilmenin yegâne şartı ise fikri iktidarı temellendirmektir.
Siz kâşaneler, görkemli binalar, yollar-köprüler, tesisler, fabrikalar, tersaneler, otomobiller, uçaklar, trenler, okullar vb yapabilirsiniz; tüm bunlar göz kamaştırıcı da olabilir lakin bunları, insanla (insanın kalıbıyla değil) bezeyemezseniz, boşuna emek çekmişsiniz demektir.
Bakınız, yalnız iki bakanlığın isminde ‘milli’ kelimesi var: Milli Eğitim ve Milli Savunma bakanlıkları. Milli kelimeleri iş olsun diye oraya konmadı.
Şu halde, Cumhurbaşkanı’nın da yakınması bu ‘milli’ kelimesinin içinin doldurulamamasından kaynaklanıyor.
Evet, ülkeyi maddi planda kalkındırdık; yani zahirimizi, dış görünümümüzü mamur eyledik. Peki ya içimizi, beynimizi, ruhumuzu, kalbimizi milliliğin gereği olan özelliklerle, hasletlerle bezeyip donatabildik mi?
Hayır.