İbret almalıyız!
Cihan devletimiz olan Osmanlı’ya karşı; geçen asrın başlarında oynanan oyun; bu kez, Türkiye’ye karşı sahneye konuldu. Hedefte yine Osmanlı’nın eski coğrafyası var ve mahut şer güçler yine...
Cihan devletimiz olan Osmanlı’ya karşı; geçen asrın başlarında oynanan oyun; bu kez, Türkiye’ye karşı sahneye konuldu.
Hedefte yine Osmanlı’nın eski coğrafyası var ve mahut şer güçler yine, başta petrol olmak üzere, diğer enerji kaynakları ve bunların geçiş güzergâhı var.
Osmanlı’yı yıkılışından bir asır öncesinden başlayarak; dışarıdan giriştikleri savaşlarla ve içeriden giriştikleri çürütme ameliyeleriyle bitirmeye çalıştılar. Yüz sene boyu süren; bu aleni ve sinsi savaşların sonunda Osmanlı’yı bitirdiler.
Madde ve manasıyla içeriden çürüttükleri Osmanlı’ya; birleşen şer güçleri, dışarıdan hep birlikte çullandılar; yıkıp, darmadağın ettiler.
Kurtuluş Savaşı akabinde; yeni devletin ve Osmanlı vatan sathında kurdurdukları devletçiklerin sınırlarını; her an çıbanbaşı olacak şekilde belirleyip, cetvelle çizdiler. Dikkat edilirse; bunların hiçbirisinin tabii sınır olmadıkları görülür. Öyle ki, birbirleri ile akraba olan köylerin bir yarıları bir devlette, diğer yarıları diğer devlette bırakıldı.
Bu dahi yetmedi; akraba olan bu insanların bir araya gelmemesi için, sınıra mayın döşediler.
Bu kez; aynı coğrafyayı daha ufak parçalara ayırıp; yeniden parselasyona giriştiler. İran’la Irak’ı 8 sene savaştırarak; her iki ülkenin kolunu kanadını karıp, yanlarına çektiler. Irak’ı palazlandırarak Kuveyt’e saldırttılar. Bu hâli bahane yapan ABD, gelip Irak’a yerleşti ve Irak’ı üç parçaya böldü.
Aynı kaotik ortamı, bu kez Suriye’de oluşturdular: Yüzlerce terör örgütü, arkalarındaki onlarca devletle birlikte Suriye’de taş üstüne taş bırakmıyorlar. Suriye’nin kaç parçaya bölüneceğini, kimse tahmin bile edemiyor...
Bölgemizde bütün bu kepazelikler sergilenirken; Türkiye’den istenen; etliye-sütlüye karışmaması ve tabir caizse, kendi derdiyle boğuşmasıdır.
Bölgeye nizamat verebilecek güçlü bir Türkiye, mahut çevrelerin korkulu rüyasıdır. Bundan dolayı da; içeriden ve dışarıdan vuku bulacak, enva-i çeşit teröre muhataptır.
Türkiye’nin giriştiği büyük imar hamleleri ve bundan da önemlisi; ülkede istikrarı temin edecek siyasi sistem arayışları; vesayet odaklarının ağababalarının yüreklerini hoplatıyor.
Nasıl ki; şeytanı korkutan, ağlatan, sızlatan ve insandan uzaklaştıran hâl; secde ise, mahut çevreleri de ağlatıp, sızlatan ve çatlatan hâl, bizim birlik ve beraberliğimizdir.