Karanlık gün: 27 Mayıs
Her zaman söylüyoruz; demokrasi için yani halkın yönetimi için halkımızın bir gayreti olmamıştır, lakin tepeden de olsa geçtiğimiz sözde demokraside çok bedeller ödedik.
Cumhuriyet sistemine geçip Meclis’in duvarına; ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!’ diye yazdık ama bu durumu bir türlü kuvveden fiile çıkaramadık. Bunun da sebebi çok açıktı: Cumhuriyet elitleri (başta CHP) sürekli olarak halka tepeden baktı, onların nezdinde halk, cahil, ayak takımı ve göbeğini kaşıyanlardan ibaretti.
Böyle bir halkın seçtikleri de kendileri gibiydi; dolayısıyla böyle bir yönetime ülke teslim edilemezdi. Bu zihniyete göre kurucu irade kendileriydi ve yönetim de kendilerinin hakkıydı.
Partinin (CHP) adında halk vardı, lakin parti mensuplarının halkla yakından ve uzaktan bir ilgileri yoktu. Düşünün; CHP’nin il başkanı bulunduğu şehrin aynı zamanda valisi ve belediye başkanıydı. Fildişi kulelerinde yaşayan bu zevata halkın ulaşması, görüşmesi, derdini anlatması söz konusu bile değildi.