Pazar yazıları -14-
Sadi-i Şirazi, insanı; "bir damla kan ve bin endişe!" diye tanımlar. Aynı endişeyi; bizim şairimiz Necip Fazıl’ın hecelemesi ise: "Hep nefs çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsem; İnsandan kaçmak...
Sadi-i Şirazi, insanı; "bir damla kan ve bin endişe!" diye tanımlar. Aynı endişeyi; bizim şairimiz Necip Fazıl’ın hecelemesi ise:
"Hep nefs çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsem; İnsandan kaçmak kolay; kendimden kaçabilsem..."
O insan ki, yüceler yücesi ‘Teklif’e muhatap ve bu yüzden üstünler üstünü; muhatap olamamanın ezikliği yüzünden de aşağıların en aşağısı!..
İnsan, Allahü tealanın yeryüzündeki halifesi.. Nasıl yüce olmasın ki; Allahü tealayı ondan başkası kalbine sığdıramamış.. Allahü teala onun manasının dışında hiçbir şeyde yetkin bir surette tecelli etmemiştir.
Ve, velilerin önderi İmam-ı Rabbani hazretlerinin tespitleriyle insan: ‘İnsan mahlukatın en çok muhtaç olanıdır. Ve her neye muhtaç ise, ona alaka duyar. Her duyduğu alaka, onu Allahü tealadan uzaklaştırır.
Bu sebepten, bütün mahlukatın en ziyade mahrumu insan olur." (1. Cilt 45. Mektup)
Ve; "...insan öyle bir topluluktur ki, âlem-i kebirde yükseklikler ve aşağılıklardan her ne mevcut ise, insanda dahi vardır." (1.cilt 307. Mektup); "...insanın yaratılmasından maksat, yağlı ve leziz yiyecekler, güzel ve nefis elbiseler, mal ve mülk toplamak, nimetlenmek, oyun ve eğlence değildir. Yaratılmasından maksat, Allahü tealaya karşı gönlü kırık, boynu bükük olmak ve yalvarmak içindir." (1. Cilt 206. Mektup)
Kâinatın özeti insan, insanın özeti kalptir. İnsan, halife-i rahmandır; zira Allahü teala Âdem'i kendi suretinde yaratmıştır.