Pazar yazıları -29-
İmam-ı Rabbani Hazretleri, Mektubat’ın 1. Cilt 41. Mektubunda buyuruyor ki: “…İnsanın batını, zahirini tamamlamaktadır. Zahir ile batın, birbirinden kıl kadar ayrılmaz. Mesela, ağız ile yalan söylememek...
İmam-ı Rabbani Hazretleri, Mektubat’ın 1. Cilt 41. Mektubunda buyuruyor ki: “…İnsanın batını, zahirini tamamlamaktadır. Zahir ile batın, birbirinden kıl kadar ayrılmaz. Mesela, ağız ile yalan söylememek İslamiyettir. Yalan söylemek arzusunu, zahmet çekerek, uğraşarak kalpten çıkarmak tarikattır. Yalan söylemenin kalbe gelmemesi de hakikattir. Görülüyor ki, batın işi, yani tarikat ve hakikat, zahir işini, yani İslamiyyeti tamamlamaktadır.”
Bunun nasıl olacağını da; Muhammed Çetri’ye yazmış olduğu 39. Mektubunda açıklamaktadır. Şöyle ki: “...İşin temeli kalptir. Kalp, Allahü tealadan başkasına tutulmuş ise, yıkılmış demektir. Bir işe yaramaz. Niyyet doğru olmadıkça, hayırlı işlerin, yardımların ve âdete uyarak yapılan ibadetlerin, yalnız hiç faidesi olmaz. Kalbin selamet bulması da ve Allahü tealadan başka hiçbir şeye düşkün olmaması da lazımdır. Hem kalbin selameti, hem de bedenin salih işler yapması birlikte lazımdır. Beden salih ameller yapmaksızın, kalbim selamettedir, (kalbim temizdir, sen kalbe bak) demek batıldır, boştur. Kendini aldatmaktır. Bu dünyada bedensiz ruh olmadığı gibi, beden ibadet yapmadan ve günahlardan kaçınmadan, kalp, temiz olmaz.”