Pazar yazıları -37-
Her şey zıddı ile kaimdir, Mecelle kaidesidir. İlim, insanı yücelttiği gibi; saptırır da. Nitekim; İslamiyet 73 fırkaya ayrılmış; 72’si bozuk olan bu fırkaların müsebbipleri hep âlimler; hem de tefsir...
Her şey zıddı ile kaimdir, Mecelle kaidesidir. İlim, insanı yücelttiği gibi; saptırır da. Nitekim; İslamiyet 73 fırkaya ayrılmış; 72’si bozuk olan bu fırkaların müsebbipleri hep âlimler; hem de tefsir âlimleri olmuştur. Bunlar âyet-i kerimelere kafalarına göre yanlış manalar vererek hem kendileri sapmış ve hem de peşlerinden giden onca insanı sapık yollara itmiştir. "İlim, ilim bilmektir; ilim kendin bilmektir. Kendin bilmeyen ilme; bu nice okumaktır" diyen Yunus Emre’miz, bu yalın hakikati dillendirmektedir. İnsanın ilmi arttıkça tevazuu artarsa doğru yoldadır; aksine kibri artmışsa yandığının resmidir. Zira sevgili Peygamberimiz aleyhisselam; "Allahü teala için tevazu göstereni, Cenab-ı Hakk yüceltir" buyurur. Gerçek âlimler, Allahü tealayı en iyi anlayabilenlerdir; yani anlayamayacaklarını anlayanlardır. İmam-ı Rabbani hazretleri (kuddise sirruh), Mektubatı’ının 3. Cilt, 77. Mektubunda; anlayamamayı şöyle izah etmektedir: