Ağlamamız bittiyse nedenlerini konuşalım
Aylar öncesinden haberdar olunan bir süreçti bu. Yani, Federal Alman Meclisi Bundestag’a geçen yıllarda verilen Soykırım Yasa Tasarısının devreye sokulması ve ciddiyet kazanmasının evveliyatı en azından 5-6 ay...
Aylar öncesinden haberdar olunan bir süreçti bu. Yani, Federal Alman Meclisi Bundestag’a geçen yıllarda verilen Soykırım Yasa Tasarısının devreye sokulması ve ciddiyet kazanmasının evveliyatı en azından 5-6 ay öncesine dayanıyor. Peki aylar öncesinden haberdar olunan bir sürece neden bu kadar geç müdahale edildi? Kimse sormaz mı bunun hesabını? Tam “Bon pour l’orient” hesabı rehavet içinde bekleyen şarkiyat enstitüsü son anda devreye girdi. Sonuç; büyük tantanalarla düzenlenen Soykırım Yalanını protesto mitingleri fiyaskoyla sonuçlandı. Üstelik mitinglerde hiçbir ideoloji dışlanmamasına ve STK’lar düzeyinde ulusal birliktelik sağlanmasına rağmen. Dışişleri Bakanlığı, Başbakan Yardımcılarına bağlı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Berlin Büyükelçiliği, konsoloslarımız neredeydiler? Bu gelişmeden haberdar olmamaları mümkün müydü? Sonra da bazıları oturup yazıyor ve “Almanya’da 50 bin nüfuslu Ermeni diasporası 3,5 milyonluk Türkiyeli nüfustan çok daha etkin” diyor. Hepimiz biliyoruz ki bırakın Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu ya da UETD gibi etkin teşkilatları, Millî Görüş’ün bir işaretiyle Berlin’de 30 bin kişi bir araya gelirdi ve hiç olmazsa çıkardıkları ses bir şekilde Bundestag duvarlarında yankılanırdı. Sonra da sorup duruyoruz diaspora neden etkin değil diye.