Bu talimat İYİ Parti’nin FETÖ’den arınma adımı sayılır mı?

Önceki gün İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın imzasıyla teşkilatlara gönderilen yazıda il başkanlarının istifası isteniyor ve bunun gerekçesi de “seçimlerde...

Önceki gün İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın imzasıyla teşkilatlara gönderilen yazıda il başkanlarının istifası isteniyor ve bunun gerekçesi de “seçimlerde başarılı olmuş yeni arkadaşları yönetim kademelerine dâhil etmek” olarak açıklanıyordu.
Çağrı, doğal olarak ta kuruluşundan beri FETÖ iltisaklı olarak anılan, Genel Başkan Meral Akşener’in pek çok danışmanı FETÖ’cü çıkan bu partinin FETÖ’den ARINMA SÜRECİNE girdiğini düşündürttü bana. Özellikle de il başkanlarına gönderilen çağrının altında imzası bulunan Koray Aydın’ın bir vakitler İYİ Parti’ye evrilen “MHP muhalefeti” oluşumunun FETÖ ile irtibatı konusunda çok net ifadeler kullandığı dikkate alınırsa.
İkinci gelişme ise Akşener ve ekibinin, Koray Aydın ile birlikte tam kadro 30 Ağustos resepsiyonu nedeniyle Külliye’de olması, Başkan Tayyip Erdoğan ile samimi bir şekilde el sıkışmasıydı. Akşener bir zamanlar İçişleri Bakanlığını yaptığı Tansu Çiller ile aralarında BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve Özer Çiller olmasaydı neredeyse yan yana oturacaktı. Tansu Çiller’in kendisi hakkında söyledikleri dikkate alındığında bu çok ilginç bir karşılaşma olurdu şüphesiz. Ama her ikisi de büyük başarıyla birbirlerini görmezden gelebildiler.
Akşener ile el sıkışmayan bir diğer siyasetçi ise MHP lideri Devlet Bahçeli’ydi. Peki haksız mıydı? Tabii ki hayır. FETÖ desteğiyle partiyi ele geçirmek isteyen biri unutulup affedilebilir miydi?
Kolay değil.
Konuya dönersek, bu gelişmeler ışığında İYİ Parti’nin FETÖ tarafından kontrol edilen kadrolarının yavaş yavaş temizleneceğini tam düşünürken, dün önümüze Sabah yazarı Mahmut Övür’ün “Akşener’in Prensi ve Enver Altaylı” başlıklı yazısı(*) düştü.
Övür, Akşener’in danışmanı ve İYİ Parti Genel İdare kurulu üyeliğine seçilen Satuk Buğra Kavuncu’yu hatırlatıyordu. Genç iş adamı Kavuncu'nun, Almanya'nın önemli firmalarından BASF'ın Türkiye müdürlüğünü yaparken istifa edip siyasete girmesiyle gündeme gelen öyküsü hayli ilginçti. Hem FETÖ’den tutuklu bulunan Ajan Enver Altaylı’nın yeğeni aynı zamanda Fetullah’ın örgüt parasını aklamakla görevlendirdiği eski Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’nun kuzeniydi kendileri. Mahmut Övür, bu bilgiyi Gazeteci Celal Eren Çelik’in ve Sabah yazarı Ersin Ramoğlu’nun yazdıklarına(**) dayandırıyor.
Akşener’in nasıl keşfettiği bir sır olan Satuk Buğra Kavuncu’nun ailesi ve kariyer basamaklarını yıldırım hızıyla çıkmasıyla ilgili hikâyeyi linklerini verdiğim yazılardan okuyabilirsiniz.
Ama insan bu FETÖ denen örgütün nasıl bir sistematikle çalıştığını bağlantıları okuyunca bir kez daha anlıyor.
İsmail Kavuncu’nun kızı Hakan Şükür ile ABD’de restoran açtı.
Uludere’de 35 kaçakçıyı hükûmeti zor duruma düşürmek için bombalatarak öldüren “Tuğgeneral” Salim Cüneyt Kavuncu bir diğer amcaoğlu.
İsmail Kavuncu aynı zamanda eski Adana Borsa Başkanı Muammer Çalışkan’ın da eniştesi. Bu adamın FETÖ ile iltisakının detayları yine linklerdeki yazılarda. Zaten onların birçok akrabası hâlen Adana Borsası’nda faal durumda. Çalışkan’ın kızları da bu arada ABD’de “hizmet”te.
Şimdi insanın aklına farklı seçenekler takılıyor doğal olarak ve merak ediyoruz.
İYİ Parti FETÖ ile iltisakını gizlemek için CHP’den, MHP’den ve merkez sağ partilerden devşirdiği elemanlarla “normal” bir görünüm vererek bana göre beklediğimden fazla oyla Meclis’e girdi. 40 milletvekili nasılsa cepte.
Bu konjonktürde, ekonomik yaptırım kararlarının artırılmasıyla Türkiye olası bir krize sokulduğunda İYİ Parti, militan FETÖ elemanlarıyla hareket etmek istiyor olabilir mi?
Doğal olarak böylesi bir kırılmada, soran ve sorgulayan vatansever siyasetçiler yerine emre itaat edecek FETÖ militanları gerekebilir. İl başkanlarına gönderilen yazı bu anlamda bir “arınma” değil tersine FETÖ ile yeniden “yapılanma” olarak adlandırılabilir.
İkinci seçenek hayli mantıklı ve anlamlı duruyor.
Bu çerçevede 30 Ağustos’ta Külliye’de boy göstermek de bir “yapıcı siyaset ve iyi niyet” göstergesinin kremalı algısı olarak nitelenebilir.
Kısaca Meral Akşener ve İYİ Parti ile ilgili SORU İŞARETLERİ’nin ötesinde bazı kanıtlar beliriyor giderek.
Üzerine gidilmesi gereken kanıtlar.
 
(*)https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2018/08/31/aksenerin-prensi-ve-enver-altayli
(**)https://www.sabah.com.tr/yazarlar/bolgeler/ramoglu/2016/09/05/capkina-3-milyon-dolarlik-hediye-ev
 
 
“Sakarya alacakaranlık kuşağında mı” demiştik değil mi?
 
Yazının(*) üzerinden dört gün bile geçmedi.
Sakarya Karasu’da 6 günde 4.500 kişiyi hastanelik eden Norovirüs salgınının sebebi bulunmuş!
SASKİ yetkilileri içme suyu şebekesine kaçak bağlantı yapan 827 ev ve iş yeri tespit etmiş.
İyi de bu olasılığı söylemiştik zaten ve görünen köy kılavuz istemiyordu. Bu arada zehirlenme vakaları yıllardır devam ettiğine göre SASKİ’nin iki günde 827 kaçak bağlantı tespit edebilmesi ise çok enteresan.
Denizde suyun rengi değişince valilik de denize girmeyi yasaklamış.
Ne diyelim artık biz?
 
(*) http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/603901.aspx
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
GÜÇLÜ DEĞİLSEN ÖL! Kanuni ve Safiye Sultan’ın vahşi düzeni 17 Ocak 2025 | 1.585 Okunma Tiyatroda 9 yıl bekledi, yalnızca aslan rolü istedi, kükremek için! Vermediler, canına kıydı… 15 Ocak 2025 | 3.047 Okunma “Dilan Polat bile kurtuldu, yakında her şey unutulur” diyormuş… 13 Ocak 2025 | 2.488 Okunma Oyunculuk ajanslarında yaşananlar… Bir taciz hikâyesi ve ünlü bir ismin gözyaşları 11 Ocak 2025 | 3.203 Okunma Rekabet Kurulu’ndan oyunculuk ajanslarına soruşturma ve “İş”e dönüştürülen özel hayatlar 09 Ocak 2025 | 8.591 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar