Fethullah Gülen’in hipnozculuğu ve gözbağcılığı

Fethullah Gülen’in televizyonlarda teaser malzemesi olarak kullanılan o ünlü bedduasını görmeyen bilmeyen yok artık.Üç-dört yıl öncesine dek Cemaat vakıflarında yöneticilik yapmış bir isim olan...

Fethullah Gülen’in televizyonlarda teaser malzemesi olarak kullanılan o ünlü bedduasını görmeyen bilmeyen yok artık.
Üç-dört yıl öncesine dek Cemaat vakıflarında yöneticilik yapmış bir isim olan Ümit Akdemir, bu bedduanın tamamlanmamış bir hipnoz seansı olduğunu söylüyor.
Gülen, çetesini 17-25 Aralık darbe girişimi için talimatlandırırken bir yandan da bedduasını hazırlamıştı. Tam darbe girişimi sırasında bu bedduanın vizyona girmesi ise insanlarda “Adam bir beddua etti, gerçekten de Erdoğan ve ekibinin ocaklarına ateş salındı” diyeceklerdi. Çünkü 25 Aralık’tan aylar öncesi hazırlanan çakma iddianamelerde “dönemin başbakanı” olarak ismi giren Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın tutuklanması hedeflenmişti.
Darbe olduktan ve Erdoğan ailesi tutuklandıktan sonra da hipnoz gerçekleşmiş olacaktı. Cemaat mensuplarının bu bedduaya ilk başta anlam verememelerinin sebebi buydu. Çünkü çete lideri darbenin sonuçlarından emindi. Eğer her şey istediği gibi yolunda gitseydi tüm toplum bu bedduanın etkisi altında kalacak ve âdeta onun esiri olacaktı.
Ancak işler umdukları gibi cereyan etmedi.
Ümit Akdemir Fethullah Gülen’in hipnoz işine küçük yaştan başladığını, çevresini kandırarak etkilemeye çalıştığını anlatıyor.
Daha 17 yaşındayken geceleri çıkıp çıkıp Erzurum’da türbeleri dolaşıyordu. Arkadaşlarını meraklandırmaktı amacı. Nitekim bir gece onu takip etmeye karar verdiler. Beklediği de buydu. Arkadaşlarının “gizlice” kendisini takip ettiklerini fark ettiği anda güya türbede yatan zatla konuşuyor, sorular soruyor, kendisine cevaplar veriliyormuş gibi onlarla dertleşiyordu.
Arkadaşları onun bu özelliğini kısa zamanda yaydılar etrafa. İstediği buydu. Kısa zamanda namı işitildi.
Bu şaklabanlığı pek çok kişi yuttu ama mensubu olduğu Nur cemaati hariç. Onu cemaatten attıklarında tek başına kaldı. Bazı iş adamlarıyla irtibata geçerek para topladı ve 300 öğrencilik bir Kur’an kursu açtı. O vakit anlamıştı bu himmet-zimmet işlerini. Kursun müdürlüğünü de kendi yapıyordu. O dönemden kalan bir emekli mühendis olayı şöyle anlatıyor:

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
GÜÇLÜ DEĞİLSEN ÖL! Kanuni ve Safiye Sultan’ın vahşi düzeni 17 Ocak 2025 | 1.587 Okunma Tiyatroda 9 yıl bekledi, yalnızca aslan rolü istedi, kükremek için! Vermediler, canına kıydı… 15 Ocak 2025 | 3.047 Okunma “Dilan Polat bile kurtuldu, yakında her şey unutulur” diyormuş… 13 Ocak 2025 | 2.488 Okunma Oyunculuk ajanslarında yaşananlar… Bir taciz hikâyesi ve ünlü bir ismin gözyaşları 11 Ocak 2025 | 3.203 Okunma Rekabet Kurulu’ndan oyunculuk ajanslarına soruşturma ve “İş”e dönüştürülen özel hayatlar 09 Ocak 2025 | 8.591 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar