Geçmişteki acıların kini ile taraf olursan, bertaraf olursun
Türkiye Gazetesi Yazarı Fuat Uğur'un bugünkü (29.03.2022)''Geçmişteki acıların kini ile taraf olursan, bertaraf olursun'' başlıklı yazısı.
Uluslararası Kafkas Derneği Başkanı, sevgili dostum Oğuz Berk sosyal medyadaki bir paylaşımında “Bizim millet ne çekiyorsa Stockholm Sendromlu Rusçuklardan çekiyor” diye yazmış.
“Bizim millet”ten kastettiği Çerkesler...
Yüzyıl boyunca ülkelerini istila eden Ruslarla savaşmış, sonunda yenilerek soykırıma uğramış ve sürgün edilmiş bir milletin torunları olan Çerkeslerden bazılarının “Ukrayna krizinde Rusya’yı haklı buluyorum” demesine isyan ediyor.
Ruslarla ilişkilerinde acı çeken, zulüm gören yalnızca Çerkesler mi? Osmanlı’nın defalarca İngiliz ve Fransızların tezgâhına gelip savaş açtığı Ruslara yenilmesi sonucu çekilen acılardan, bugünkü doğu illerimizde on yıllarca devam eden Rus işgalinden bahsetmiyorum.
Ahıska Türklerini, Kırım Tatarlarını, Bakü katliamını unuttuk mu?
ULUSLARARASI KRİZLER GEÇMİŞİN KİNİ GÜDÜLEREK ÇÖZÜLEBİLİR Mİ?
Uluslararası sorunlarda elbette “taraf” olabilirsiniz, bu bir tercihtir.
Gelgelelim, uluslararası sorunları ülkelerin tarihsel arka planlarındaki acıların “kinini” güderek çözmeye kalktığınızda epey çuvallıyorsunuz. Hele şimdiki Ukrayna-Rusya krizine, geçmişte yaşadıklarımızı esas alarak değerlendirip, “Rusçu-Amerikancı olma perspektifi” ile taraf olursak işin içinden hiç çıkamayız. Batı meselelere eğer böyle baksaydı, geçmişte defalarca birbirlerinin kanını içecek noktaya gelen Almanya ile Fransa ve İngiltere, ABD ile Almanya ya da Japonya bugün en sıkı müttefik olmazdı. Türkiye, topraklarını işgal eden İngiltere, Fransa, İtalya ile aynı ittifak içinde yer almazdı. Keza 2. Dünya Savaşı esnasında SSCB ile sıkı dost olan ABD’nin bugün Rusya’ya yönelik yürüttüğü psikolojik ve ekonomik harekâtın da ayrı bir matematiği var.