Haklılıktan ölmenin dayanılmaz cazibesi
Bu coğrafyanın insanları etnisitesi ya da dini ne olursa olsun aynı duygusal savrulmalar, her biri ayrı hedefe odaklansa da konu ne olursa olsun dinleyip anlamadan “Bizi ezip geçmek istiyorlar” öfkesiyle dopdoludur.Barok bir...
Bu coğrafyanın insanları etnisitesi ya da dini ne olursa olsun aynı duygusal savrulmalar, her biri ayrı hedefe odaklansa da konu ne olursa olsun dinleyip anlamadan “Bizi ezip geçmek istiyorlar” öfkesiyle dopdoludur.
Barok bir halkız biz.
Aslında Akdeniz, Kafkasya, Anadolu ve Mezopotamya topraklarında yaşayan tüm insanlardan söz etmeliyiz...
Düşünce sistemimizi uğradığımız hayal kırıklıkları, umutsuzluklarımız, kendimize güvensizliklerimiz; kısaca yaşadığımız tüm kötü olaylar oluşturur. Bu yüzden “Tecrübe, hayatta yediğimiz kazıkların toplamıdır” sözü hayat düsturumuzdur. Ama ne hazindir ki bu “Tecrübe”yi bir türlü edinemeyiz ve yediğimiz eşsiz kazıklarla “Engin tecrübemizi” tekrar tekrar taçlandırırız. Çünkü hayatımızı düzen ve mantık dışında kurgularız.
Barok bir halk olmayı Barok’un doğuşu ile izah etmek daha doğru.
Barok tarz Rönesansın katı kurallarına, düzenine karşı bir isyan ve bir başkaldırı. Sanatta kendini gösterir. Misal mimari eserlerde dalgalanmalar, savrukluklar, girinti ve çıkıntılar, göz yoracak detaylar vardır. Klasik müzikte de keza bu çok yönlülüğü üst üste binen ve her biri ayrı telden çalan eserlerde fark ederiz. Bach, Haendel ve Vivaldi Barok müziğin ilk bestecileridir.