İstanbul seçimini zaten Binali Yıldırım kazanmıştı
Bu satırları yazarken Yüksek Seçim Kurulunun kararı henüz açıklanmıştı. Seçimlerin yenilenmesine ve 23 Haziran tarihinde tekrarına, 7’ye karşı 4 oyla karar aldı.
Seçimde örgütlü, organize bir hırsızlık yapıldı. Öylesine büyük tezgâh kurulmuş ki sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı üzerinde odaklanıp çalışma yürütmüşler.
Toplam oyların yüzde 10’una tekabül eden sandıkların ve geçersiz oyların yeniden sayımında İmamoğlu ile Yıldırım arasındaki oy farkıeğer 29 binden 12 bine gerilemişse, bu bile tek başına hırsızlığın ve yolsuzluğun deliliydi zaten. Oyların tamamı en başta yapılan itiraz neticesi sayılabilseydi, zaten farkın çoktan kapanıp açık ara Binali Yıldırım’ı öne geçirmesi işten bile değildi.
Hırsızlık ve hile yapılmamış olsaydı Binali Yıldırım seçimi net bir farkla kazanmış olacaktı.
Baştan beri hep bunu söyledim.
İşin ilginç yanı CHP mahfilleri ve Ekrem İmamoğlu sürekli olarak aynı şeyi tekrarlayıp durdular.
Evet, fark 15 bin kapandı ama sonucu etkilemiyor.
Evet, geçersiz oyların sayımında usulsüzlükler var ama sonucu etkilemiyor.
Evet, birleştirme tutanaklarında birtakım kaydırmalar yapılmış ama sonucu etkilemiyor.
Evet, zihinsel engelliler, ölüler, kısıtlı ve hükümlüler yerine 776 oy kullanılmış ama sonucu etkilemiyor.
Evet, kanunun açık hükmüne rağmen sandık başkanı ve sandık görevlisi olarak kamu görevlileri dışında dışarıdan 19 bin 932 kişi atanmış sonucu etkilemiyor.
Kısaca demek istediler ki;
Evet, hırsızlık, yolsuzluk, sahtekârlık yapıldı ama sonucu etkilemiyor, İmamoğlu başkan.
MESELENİN SİYASİ TARAFI