İstanbul’un köylerine bu kötülüğü yaptırmayın Sayın Özhaseki ve Uraloğlu…
Bilindiği üzere İstanbul’un çeperinde toplam 151 köy var. SİT alanı olan ve bazıları yerleşime açılsa da yatay yapılaşmanın ötesine izin verilmeyen bu köylerde hâlâ tarım ve...
Bilindiği üzere İstanbul’un çeperinde toplam 151 köy var. SİT alanı olan ve bazıları yerleşime açılsa da yatay yapılaşmanın ötesine izin verilmeyen bu köylerde hâlâ tarım ve hayvancılık yapılmakta. Seracılık çok gelişkin. İstanbulluların sebze ve meyve ihtiyacının bir bölümünü onlar karşılar ama pek gündeme gelmez nedense bu. Üstelik bu köylerin tarım üretiminde desteklenmesi gerekir.
Şehrin çeperine gelirleri uygun olduğu için müstakil ev alarak yerleşen insanlar, “Biz burada oturalım, şehir de büyümesin, kimsenin konforu bozulmasın” dese de hayat istediğimiz gibi akmıyor maalesef. Şehir büyüyor, çoğalıyor. Yönetenlerin de arzusu bu yönde değil, biliyoruz.
İstanbul’un orantısız büyümesiyle birlikte altyapı da yetersiz kalmakta, yol, tünel, metro ihtiyacı giderek artmakta. Bu ihtiyaç nedeniyle yapılan Kuzey Marmara Otoyolu ve İstanbul Havalimanı’na ulaşım yolları orman ve SİT alanlarının içinden geçmek zorunda kaldı.
Tüm bunlar anlaşılır hususlar.
Ama bu altyapı çalışmaları yürütülürken züccaciye dükkânına giren fil gibi yıkıp dökmemek, ortalığı toz duman etmemek gerek. Bu bakımdan Gayrettepe-İstanbul Havalimanı metrosu çok önemli bir adım.
Bunu neden söylüyorum?
Şimdi hem İstanbul...