Kitabın ortasından; bırakın bu FETÖ ayaklarını
Aynı yerden start aldılar.Önce Meclis kürsüsünden Gazi Meclis lafına verdi veriştirdi. Kürsüyü yumruklayarak, “Ne Gazi Meclisi, bırakın bu ayakları” deyiverdi. Çünkü o televizyon...
Aynı yerden start aldılar.
Önce Meclis kürsüsünden Gazi Meclis lafına verdi veriştirdi. Kürsüyü yumruklayarak, “Ne Gazi Meclisi, bırakın bu ayakları” deyiverdi. Çünkü o televizyon başında FETÖ’cülerin darbe kalkışmasını yüreği pır pır ederek “Bu sefer bir şekilde (Canan’cığım!) gidecekler galiba” diye izlerken yardımcısı Özgür Özel dâhil kimi CHP’lilerin de içinde bulunduğu Meclis, FETÖ’cüler tarafından bombalanıyor, bir kısmı harabeye dönüyordu. O FETÖ’cüler bağımsız Türk mahkemelerinde itirafçı olup bu alçakça bombardımanı nasıl yaptıklarını anlatıyorlar ama Kemal Kılıçdaroğlu ikna olmak istemiyordu. Ünlü sorusuyla sayıklar gibi “Böyle bir şey olabilir mi?” demesinin sebebi açıktı aslında. Madem argo başladık Kemal Bey sayesinde, öyle devam edelim:
Çünkü alçakça tezgâhlanan bu FETÖ darbesi ellerinde patlamıştı. O ellerin arasında Kemal Bey’inkiler de var mı bilmiyorum ama yırtındığına bakılırsa yara derin yerden.
Bu yüzden de bombalanan Meclis’e GAZİ unvanı verilmiş olması onu çıldırtıyordu.
FETÖ’cü darbecilere direnen, bu uğurda 252 şehit veren halkımıza ve binlerce gazimize öyle öfkeli ki önceki günkü konuşmasında olduğu gibi “Köprüde askerlerimizin boğazını kestiler” yalanını; bu alçak, namussuz FETÖ yalanını dillendirmekten çekinmedi.
Darbe başarısızlığa uğradı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylediğinde hepsini çıldırtan şu sözüyle zıvanadan çıktılar: