Ne müttefik belli, ne sığınakların yeri
Son 4-5 yıldır nereden geldiğini anlamakta geç kaldığımız, sırtımızdan hançerlendiğimiz bir dönemi yaşıyoruz.İhaneti de gördük, acıyı da yaşadık.Sonunda, 15 Temmuz’da haini...
Son 4-5 yıldır nereden geldiğini anlamakta geç kaldığımız, sırtımızdan hançerlendiğimiz bir dönemi yaşıyoruz.
İhaneti de gördük, acıyı da yaşadık.
Sonunda, 15 Temmuz’da haini ensesinden tutup yakaladık. Devam ediyoruz yakalamaya. Suyun başına kadar gitmeye kararlıyız.
Amma velâkin, durum sakin derken…
Hep yanında olduğunu sandıkların, “omuz omuza mücadele verdik” dediklerin, müttefik bildiklerin bir bakmışsın ki sinsice kuyunu kazıyor.
Esasında epeydir bilirdik bunu yapmakta olduklarını, kiminle iş tuttuklarını ama olumlu yanından bakmaya çalıştık, “olur böyle şeyler” dedik.
Ama bitmedi. Sürdürdüler, aptala yatarak, ölü taklidi yaparak.
Şimdi aleniyete döktüler bu işi.
Ama neden hep Ahmet Davutoğlu’nun arkasına saklanıyorlar, onu öne çıkarıyorlar bilemiyorum.
“Vardır bir bildikleri” mi?
Evet, ne olduğunu, kimleri ve neyi temsil ettiğini artık çok iyi bildiğimiz uluslararası medya ve yerel uzantıları 14 yıllık dönemde AK Parti iktidarını paylaşan pek çok isme yakınlık gösterdi.
Hedef hep Tayyip Erdoğan’dı.
ERDOĞAN’IN YANINDA “DURUR GİBİ” YAPMAK
Bu yüzden Davutoğlu beni hâlâ şaşırtıyor. Tıpkı eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül gibi.
Neden Erdoğan’ın yanında “duruyormuş gibi” yapıyorlar harbiden durmak yerine?
Yoksa birilerini cesaretlendiren bu “durur gibi yapma” hâli mi?
Gül’ü geçelim.