“Sözcü’nün FETÖ’cülüğü” hakkındaki soruşturma
Malum FETÖ denen melun örgüt binbir kılıkta karşımıza çıkıyor. Yalan makinesine döndürülmüş haşhaşileri kılıktan kılığa girebiliyor, her türlü artistliği...
Malum FETÖ denen melun örgüt binbir kılıkta karşımıza çıkıyor. Yalan makinesine döndürülmüş haşhaşileri kılıktan kılığa girebiliyor, her türlü artistliği yapabiliyorlar. Duruşmalardaki hâllerini görüyor ve insanın nasıl bu kadar alçalabildiğini, şeref ve mertlikten yoksunluğun hangi boyutlara varabileceğini, hatta ahlaki açıdan diplerden daha derin çukurlar olduğunu idrak edebiliyoruz onlar sayesinde.
Düşünün ki “Sürekli yalan söyleyin, inkâr edin, gerektiğinde bana en galiz sözlerle küfredin, bizimle ilgili haberler yapın ve ipliğimizi pazara çıkaran bilgiler paylaşın, hiç önemi yok. Yeter ki kendinizi saklayın” diyen bir figür var karşımızda; Fetullah Gülen. Bu sebeple kimseyi güvenle savunabilme konforumuz kalmadı. Düşünmek gerekir ki bu hayli zor bir durum insan ilişkilerimiz açısından.
Lafı getirmek istediğim yer, başlıkta var zaten, oraya geliyorum.
Sözcü gazetesinin “FETÖ’cülüğü” hakkında bir soruşturma var. Gazete birkaç gündür de yayın yapıyor. Misal bilirkişi seçilen Ömer Faruk Gerçek adlı kişinin yerel gazeteci olduğundan giriyor, Atatürk düşmanı ve AK Parti-Tayyip Erdoğan yanlısı olduğundan çıkıyor. Bu konuda Ömer Faruk Gerçek’e ait pek çok Tweet de yayınlıyor.
İlkesel bakımdan insanların fikirlerinin adil ve hakkaniyetli davranmaya, tarafsızlığa etkisinin olmaması gerekir. Çünkü yapılan işe bakmak esas olmalı. Ama yine de eğer bilirkişilik formasyonu ve kâlifikasyon söz konusu ediliyorsa o başka, konuşulmalı ve tartışılmalı tabii.
Neyse, mesele bunun da ötesinde.
Sözcü gazetesi hakkında başlatılan soruşturmada tanık olarak ifade vermek üzere ben de çağrıldım. Gittim ifademi verdim.
Aslında çok anlamlı bulmadım ama yasal zorunluluk sonuçta.