Uygur Türkleri, yalanlar ve hakikatler
Son günlerde işittiğim ve yerine cuk diye oturan güzel söz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan geldi.Türkiye birkaç yıldır bu sözün test edilip kanıtlandığı bir laboratuvar oldu.“Doğru belini...
Son günlerde işittiğim ve yerine cuk diye oturan güzel söz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan geldi.
Türkiye birkaç yıldır bu sözün test edilip kanıtlandığı bir laboratuvar oldu.
“Doğru belini doğrultana kadar, yalan dünyayı dolaşırmış”
Türkiye’yi ve yönetenleri ilgilendiren her konuda çıkarılan yalanlarla boğuşarak, yalanı çürütmek için sürekli çabalayarak hayli enerji tüketildi.
Dünya çapında bir yalan mekanizması, internet çağının ve sosyal medyanın da yardımıyla tüm yeryüzünü saniyesinde dolaşıp gerekli etkiyi oluşturdu. Sonra durumu toparlayıp, söylenenin yalan olduğunu ispat edene kadar akla karayı seçtiler. Ama çoğu kez ortaya çıkan zarar büyük oldu.
Yakın geçmişimizi şöyle bir kurcalayın, yüzlerce örnek bulursunuz. Onu bırakın bugünkü cemaat gazetelerine ya da kendine muhalif adını takan medyaya bir bakın, en azından 5-10 yalan haber vardır her birinde.
Yalan bazen çok hassas olduğumuz konularda yakınlarımızdan da geliyor. Onlar da bilerek ya da bilmeyerek, bir haksızlığa dikkat çekmek, bir zulmü sonlandırmak için sürüme sokulan yalanları, ötesini berisini düşünmeden servis edebiliyorlar. Sonra da gerçek ile yalanı birbirinden ayırıp doğru politika belirlenene kadar epey vakit kaybediliyor. Eğer strateji yoksa iş daha da zor tabii.
Uygur Türkleriyle ilgili çıkan haberler, Çin’i protesto gösterilerinde yaşananlar bu hassas meselede de ne kadar hazırlıksız olunduğunu bir kez daha kanıtladı. Hükümet yetkilileri bile ortalama açıklamalarla idare edip durumu kurtarmaya çalışıyor.