Vatandaşına sahip çıkan devlet böyle olur
Bu köşeye yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarını sık sık taşıdığımı artık biliyorsunuz. Onların en çok yaşadığı sorun önce ayrımcılık...
Bu köşeye yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarını sık sık taşıdığımı artık biliyorsunuz. Onların en çok yaşadığı sorun önce ayrımcılık, bağlı olarak da çocuklarının bir bahane ile ellerinden alınması. Böylesi örnekler o kadar fazla ki bu konuda başı çeken Alman Gençlik Dairesi (Jugendamt) ile Norveç sosyal dairesi Barnavernet’nin uygulamaları artık vahşete, barbarlığa dönüşmüş durumda. ATV Avrupa’da 7 yıldır hazırlayıp sunduğum Avrupa’da Gündem programında da mağdur ailelerin dramlarına yer veriyorum. Tabii hem programda, hem de bu köşede kimi zaman devletin vatandaşına sahip çıkmadığını ya da duyarsız kaldığını dile getirdiğim de oluyor. Ama gündeme geldikten sonra devletin sahip çıktıkları da var. Onlardan iki aileyle ilgili güzel haberler geldi. Birincisi geçen yıl Fransa'nın güneyinde, Nîmes (Nim) şehrine yakın Vissou (Visu) adlı küçük bir kasabada 5 çocuğuyla yaşayan Hülya Beyazıt ve eşinin başına gelenlerdi. Okuldaki güvenlik görevlisinin çocuklarını dövmesiyle başlayan olaylar ve yaşadıkları apartmandaki komşularının “Çocuklar gürültü yapıyor” şikâyetiyle gelişen bir sürecin sonunda beş çocuğu da Fransız sosyal dairesince elinden alındı. Ama ona ne Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ne de Fransa’daki elçilik ve konsolosluklarımız sahip çıkmadı.