Mahmut Cehver’den Yeşilçam tadında yeni bir film
Bu yıl 17'ncisi düzenlenen ve Almanya ile Türkiye'deki sinemaseverleri bir araya getiren Frankfurt Türk Filmleri Festivali için Frankfurt'taydım. Oraya gitmeden önce Almanlar'ın Türk filmlerine bu kadar ilgi göstereceğini tahmin etmiyordum....
Bu yıl 17'ncisi düzenlenen ve Almanya ile Türkiye'deki sinemaseverleri bir araya getiren Frankfurt Türk Filmleri Festivali için Frankfurt'taydım. Oraya gitmeden önce Almanlar'ın Türk filmlerine bu kadar ilgi göstereceğini tahmin etmiyordum. Festival başkanı Hüseyin Sıtkı, bu durumla ilgili "Bugüne kadar hep böyle oldu. Bu festival için Almanya'nın dört bir yanından geliyorlar" dedi. Gerçekten de aralarda kiminle konuşsam; Köln'den, Hamburg'dan, Stuttgart'tan çıkıp geldiklerini öğrendim.
Festivalin bu yılki Vefa Ödülü'nü rahmetli Erol Günaydın adına kızı Günfer Günaydın aldı. Onur ödülleri ise Mahmut Cevher ve Abdurrahman Keskiner'e verildi. Her iki usta da sahneden indiğinde ödülün yanında kendilerine takdim edilen çiçeği bana verdiler. İşte Yeşilçam zarifliği!
PERİHAN SAVAŞ'LA OYNUYOR
Masada sürekli "Nerede o eski Yeşilçam filmleri?" diye konuşulurken Mahmut Cevher, "Bekle kızım; yolda, geliyor" dedi. Cevher, tam Yeşilçam filmleri tadında, duygu dolu bir ailenin hikayesinin anlatıldığı bir film yapmış. 'Yalnız Hayaller Kaldı' adlı film; 30 yıl aradan sonra Mahmut Cevher ve Perihan Savaş'ı da bir araya getirmiş. Karısını kaybetmiş ve dört çocuğuna büyük sorumluluk duygusuyla bakan bir babanın, kızının hastalığıyla başlayan dramına tanıklık edeceğimiz filmde; organ bağışına da değiniliyor.
TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Yaşar, güzel eşi Melike ve kızları Şiraz da sinemayı desteklemek adına ailecek Frankfurt'talardı. Onlarla beraber film müzesini gezdik, film gösterimlerine katıldık, Frankfurt'un meşhur köprülerinde fotoğraflar çektirdik ve en önemlisi hep sinema konuştuk.
Yeşilçam'ın meşhur 'Apo Gardaş'ı, Yaşar Kemal'in kankası, Yılmaz Güney'in kader arkadaşı, 'Muhsin Bey' ve 'Umut' filmlerinin yapımcısı Abdurrahman Keskiner'le olan festival günleri benim için adeta Yeşilçam okulu gibiydi. Kendisiyle Yeşilçam'a dair uzun uzun sohbetler ettik, geçmiş yıllara döndük. Keskiner, Yeşilçam'daki keşiflerinden bahsederken şunları anlattı: "Hazal', yönetmen Ali Özgentürk'ün, aynı zamanda da Talat Bulut ve Meral Çetinkaya'nın ilk filmleri. Uğur Yücel, ilk kez 'Muhsin Bey'le Yeşilçam'a girdi. Ondan önce pavyonlarda ünlülerin taklidini yapan bir çocuktu. 1977'de bir arkadaşım beni pavyona götürdü, orada İbrahim Tatlıses'i tanıdım. Onu alıp İstanbul'a getirdim. Kendisiyle altı film mukavelem vardı, dört tanesini çekti, mahkemelik olduk. Ben davamı açtım ama dostluğumuz devam etti, hep görüştük; o benim canım."
MALİYETİ 70 BİN DOLAR
Keskiner'e; 'Muhsin Bey'in restorasyonunun yapılması hakkındaki düşüncelerini sordum, bana "Tahmin ettiğin kadar kolay değil. Eski bir filmi hd izlemek için tek tek her kare temizleniyor; düşün bir filmde kaç kare var" diye cevap verdi. Gerçekten çok zor ve çok maliyetli bir işmiş. Bir filmin restorasyonunu yapmak için 70 bin doları gözden çıkarmak gerekiyormuş. Kendisine "Bu anlattıklarınız kitap olmalı" dedim, meğer çoktan yazmaya başlamış bile.
Festivalin bu yılki Vefa Ödülü'nü rahmetli Erol Günaydın adına kızı Günfer Günaydın aldı. Onur ödülleri ise Mahmut Cevher ve Abdurrahman Keskiner'e verildi. Her iki usta da sahneden indiğinde ödülün yanında kendilerine takdim edilen çiçeği bana verdiler. İşte Yeşilçam zarifliği!
PERİHAN SAVAŞ'LA OYNUYOR
Masada sürekli "Nerede o eski Yeşilçam filmleri?" diye konuşulurken Mahmut Cevher, "Bekle kızım; yolda, geliyor" dedi. Cevher, tam Yeşilçam filmleri tadında, duygu dolu bir ailenin hikayesinin anlatıldığı bir film yapmış. 'Yalnız Hayaller Kaldı' adlı film; 30 yıl aradan sonra Mahmut Cevher ve Perihan Savaş'ı da bir araya getirmiş. Karısını kaybetmiş ve dört çocuğuna büyük sorumluluk duygusuyla bakan bir babanın, kızının hastalığıyla başlayan dramına tanıklık edeceğimiz filmde; organ bağışına da değiniliyor.
TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Yaşar, güzel eşi Melike ve kızları Şiraz da sinemayı desteklemek adına ailecek Frankfurt'talardı. Onlarla beraber film müzesini gezdik, film gösterimlerine katıldık, Frankfurt'un meşhur köprülerinde fotoğraflar çektirdik ve en önemlisi hep sinema konuştuk.
Yeşilçam'ın meşhur 'Apo Gardaş'ı, Yaşar Kemal'in kankası, Yılmaz Güney'in kader arkadaşı, 'Muhsin Bey' ve 'Umut' filmlerinin yapımcısı Abdurrahman Keskiner'le olan festival günleri benim için adeta Yeşilçam okulu gibiydi. Kendisiyle Yeşilçam'a dair uzun uzun sohbetler ettik, geçmiş yıllara döndük. Keskiner, Yeşilçam'daki keşiflerinden bahsederken şunları anlattı: "Hazal', yönetmen Ali Özgentürk'ün, aynı zamanda da Talat Bulut ve Meral Çetinkaya'nın ilk filmleri. Uğur Yücel, ilk kez 'Muhsin Bey'le Yeşilçam'a girdi. Ondan önce pavyonlarda ünlülerin taklidini yapan bir çocuktu. 1977'de bir arkadaşım beni pavyona götürdü, orada İbrahim Tatlıses'i tanıdım. Onu alıp İstanbul'a getirdim. Kendisiyle altı film mukavelem vardı, dört tanesini çekti, mahkemelik olduk. Ben davamı açtım ama dostluğumuz devam etti, hep görüştük; o benim canım."
MALİYETİ 70 BİN DOLAR
Keskiner'e; 'Muhsin Bey'in restorasyonunun yapılması hakkındaki düşüncelerini sordum, bana "Tahmin ettiğin kadar kolay değil. Eski bir filmi hd izlemek için tek tek her kare temizleniyor; düşün bir filmde kaç kare var" diye cevap verdi. Gerçekten çok zor ve çok maliyetli bir işmiş. Bir filmin restorasyonunu yapmak için 70 bin doları gözden çıkarmak gerekiyormuş. Kendisine "Bu anlattıklarınız kitap olmalı" dedim, meğer çoktan yazmaya başlamış bile.
Kimse konuşmak istemiyor
24 Kasım 2024 | 80 Okunma
Cezalar artıyor, her şeyi bilen menajerler nerede?
23 Kasım 2024 | 42 Okunma
Bayburt ve Picasso
17 Kasım 2024 | 95 Okunma
Herkes arkadaş kurbanı mı yoksa bu bir tercih mi?
16 Kasım 2024 | 48 Okunma
Reklam vampirleri algılarımızla mı oynuyor?
10 Kasım 2024 | 43 Okunma
TÜM YAZILARI