Tezgâhların efendisi
Önce, ortada hiçbir emare yokken Kılıçdaroğlu çıkıp “Benimle ilgili sahte kayıtlar piyasa sürülecek, aman ha inanmayın.” dedi. Hemen ardından seçimleri sabote etmek için CHP’nin kurduğu...
Önce, ortada hiçbir emare yokken Kılıçdaroğlu çıkıp “Benimle ilgili sahte kayıtlar piyasa sürülecek, aman ha inanmayın.” dedi. Hemen ardından seçimleri sabote etmek için CHP’nin kurduğu gayrimeşru yapı ifşa oldu. Binlerce sosyal medya hesabı, yalan haber üreten devasa bir ekip ve onlara aktarılan muazzam bir bütçe. Karargahları da Ankara Çukurambar’da imiş.
Bu sırada Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık’ta piyasaya sürülen FETÖ montajlarının gerçek olmadığını bildiğini söyledi. Yani Kemal Bey, tam 10 yıl boyunca Erdoğan’a düzmece olduğunu bildiği bir kayıt üzerinden iftira attığını itiraf ediyordu!
Herkes “Kılıçdaroğlu neden böyle bir gündemi açtı?” diye düşünürken, Muharrem İnce’ye yönelik muazzam bir yıpratma operasyonu başladı. Parçaları birleştirenler, “Meğer hepsi İnce’ye yönelik operasyonun hazırlığı imiş.” dedi.
Muharrem İnce, “oyları böldüğü” gerekçesi ile uzunca süredir CHP’lilerin hedefindeydi. Bu kez onu itibarsızlaştıracak çeşitli haberler, kayıtlar vs. piyasaya sürüldü. İnce’ye yönelik saldırı, Kılıçdaroğlu yandaşı sosyal medya hesapları tarafından alevlendiriliyordu.
İşler öyle bir noktaya vardı ki İnce, kalp krizinin eşiğinden döndü. İnce’nin sinirlerini yıpratmak isteyen karanlık güç, belli ki onu pes ettirmeye kararlıydı. Sonunda Muharrem İnce adaylıktan çekildiğini açıkladı.
Bu esnada Kılıçdaroğlu, yandaş gazetecileri aracılığı ile “bu işlere ne kadar sinirlendiğinin” haberini yayıyordu. Kendisinin kasetlerle ilgili geçmişini bilenler ise, “Tabi canım, en az Baykal’ı götüren kasete sinirlendiği kadar sinirlemiştir.” diye acı acı gülümsüyorlardı.