İdlib, Libya veya ‘yeni dünyanın’ hakika
İdlib’te, müsebbibinin Rusya ve Esad rejiminin olduğu insani bir trajedi yaşanıyor. Bu trajedinin yaşanmaması için Türkiye, Rusya nezdinde epey siyasal kredi ve diplomatik enerji harcadı.
Yaşananlar, bu girişimlerin Rusya tarafından pek karşılık bulmadığını gösteriyor. Ayrıca son gelişmeler, Türkiye’de Rusya’ya dair inşa edilen söylemle Rusya realitesinin birbirlerinden ne kadar farklı şeyler olduğunu berrak bir şekilde ortaya koyuyor. Son yıllarda, Batı’yla yaşanan her krizde, Türkiye’deki karar alıcılar ile medyadaki savunucuları yeni bir dünyanın kurulmakta olduğu ve Türkiye’nin de bu dünyadaki yerini alacağı söylem ve tezine sıklıkla başvuruyorlar (tabii ki bu dünya Arap Baharı’nın doğuracağı düşünülen dünyadan niteliksel olarak farklı). Aslında bu okuma, dünyayı Batı ve Batı-dışı ikilemi üzerinden okuyan bir anlayışın ürünü. Bunun Batı’daki iz düşümlerini aşırı sağcılar, milliyetçiler ve genel olarak kimlikçiler oluşturuyor.