Türkiye – İran ilişkilerinin değişen mah
Geçen hafta İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Hüseyin Bagheri liderliğindeki 10 kişilik askeri bir heyet Ankara'ya 3 günlük bir ziyaret düzenledi. Ziyaretin sembolik anlamı güçlü. . . Fakat heyetin...
Geçen hafta İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Hüseyin Bagheri liderliğindeki 10 kişilik askeri bir heyet Ankara'ya 3 günlük bir ziyaret düzenledi. Ziyaretin sembolik anlamı güçlü. . . Fakat heyetin genişliği ve heyette teknik konularda uzman aktörlerin varlığı, bu heyetin sadece sembolik bir gerekçe için değil aynı zamanda daha sahici politika başlıklarını konuşmak için de burada olduklarını gösteriyordu. İran-Türkiye ilişkileriyle bu son ziyaretin anlamını analiz etmeye geçmeden önce şu soruya cevap bulmamız gerekiyor: İran ilişki mi arıyor yoksa Türkiye'yle ortak ilgi ve kaygı alanlarında beraber siyasal bir vizyon mu geliştirmek istiyor? Bu sorunun cevaplandırılması gerekiyor çünkü son dönemlerde İran, sanki ilişki geliştirip kamu diplomasisi yürütmeyi, bölgedeki diğer aktörlerle beraber bir siyaset geliştirmeye önceleyen bir görüntü çiziyor. ABD'nin IŞİD öncelikli bir stratejiden İran öncelikli bir stratejiye geçme ihtimali İran'ın bölgesel ve uluslararası bir diplomasi aktivizmine girişmesine yol açıyor. Fakat, bu ilişkileri geliştirme girişiminin pratik siyasetteki karşılığının ne olacağı henüz meçhul. Buna karşın, bölgesel meselelerdeki gelişmeler, bunların İran için ürettiği maliyetler, İran'ın Türkiye başta olmak üzere bölgesel aktörlerle ilişkilerini yeniden düşünmesine yol açıyor. Bölgede Arap Baharı dönemi parantezinin kapanmaya başladığına dair inanç aktörlerin post-Arap Baharı döneminin bölgesel siyasetiyle ilişki biçimleri üzerine kafa yormalarına yol açıyor.