Ayrılık yaman kelime!
Aşkın terazisi şaşmaya başladığında kokusu gelmeye başlar kalbe ayrılığın. Fikir ayrılıkları, karakter farklılıkları, birbirine hiç benzemeyen zevkler yavaş yavaş su yüzüne...
Aşkın terazisi şaşmaya başladığında kokusu gelmeye başlar kalbe ayrılığın. Fikir ayrılıkları, karakter farklılıkları, birbirine hiç benzemeyen zevkler yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlar. İki kişi için aynı anda mümkün değildir aşkı alıp yavaşça bir köşeye bırakmak her zaman. Bir taraf düşerken aksi gibi diğer taraf yükselmeye başlar. Tam bir tahteravalli serüvenidir yani. Sonra, cesareti aşktan alınmış kontrolsüz davranışlar karşı tarafta bilindik bir dile çevrilemeyince, o anları geri almaya yetmez insanın nefesi. Her doğan güneş hüzünlü bir sona doğru atılmış yeni adımdır. Kalpler arasındaki mesafe arttığında, duyurmak için karşı tarafa yükselir sesler. Her haddini aşan haykırış yeni bir parça koparır ilişkiden. Ayrılık bir akbaba gibi dönmeye başlamıştır artık ilişkinin üstünde. Son çırpınışlar kar etmez bu bitişe. Aksine odun üstüne odun atar bu yakıcı ateşe. Hangi tarafta olduğun önemli değildir mutsuz olmak için. İçi seni dışı onu yakar. Giden de kalan da derin bir yalnızlığa bürünecektir. Kaçanın bile bırakmaz yakasını hatıralar. Bunu ya kendinden ya da kendiliğinden bilir insan. Ayrılık yaman kelimedir. İnsanın beyninden dökülmeye başlayan benzin diliyle ateşlenir, kalbinde yanar. Günü geldiğinde asla söylenemez ayrılık. Muhakkak zorlanır şartlar. Kötü anıların çoğu da işte bu dönemde işlenir kalbe. İstemeye istemeye kırılan kalpler, kulak duymadan ağızdan çıkan sözler, boyuna uzaklara dalan gözler... Acı çekeceğini bile bile dile getirmek ayrılığı öyle kolay iş değildir. İnsan, her ne kadar kendinden yana tavır alıyor olsa da kaçışı olmayan bir acıdır bu. Hem üzülürsün, hem üzdüğüne üzülürsün. Her türlü üzül&u...