Çağ yangını
Kötü bir ter kokusu alıyorsan eğer muhakkak ondan geliyor. Sıraya geçmeyi bilmeyen o. İtip kakan, dayılanan, tehditkar davranan o. Metroda, inenlerden önce binmeye çalışırken rastlıyorsun ona. Yürüyen merdivenin...
Kötü bir ter kokusu alıyorsan eğer muhakkak ondan geliyor. Sıraya geçmeyi bilmeyen o. İtip kakan, dayılanan, tehditkar davranan o. Metroda, inenlerden önce binmeye çalışırken rastlıyorsun ona. Yürüyen merdivenin soluna geçip öylece dururken izliyorsun. Her halinden kabalık
fışkırıyor. Metrobüsün dolu olduğuna asla ikna olmuyor. Kapının itiş gücünden yararlanıp insanları ite kaka araca binmeye çalışırken görüyorsun onu. Hiçbir şeyi umursamıyor. Kendinden başka bir önceliği kesinlikle yok. Yaptığı her sıralamada kendini en başa koyuyor. Bir bakıyorsun elinde bir odunla hayvanları dövüyor, arabasının sürücü koltuğunda iğrenç bir gülümsemeyle kedinin üzerinden geçiyor. Bir kadını itip kakarken de görüyorsun onu, sokak ortasında bıçaklarken de. Ne ayarı oluyor, ne duru durağı. Oturmayı kalkmayı, yemek yemeyi ve hatta konuşmayı bilmiyor. Hiçbir şekilde okumuyor. Okuyanı da sevmiyor. En çok onun sesi çıkıyor. Cahilliğinin üstünü örtmek gibi bir telaşı yok.
Yıllarca bilgiyle değil bilgiden yoksun fikirle ilerleyen insanların hayret edilecek düzeyde itibar gördüğünü deneyimlediği için bilgiye değer de vermiyor. Bir şeyi yeterince çok ve yüksek sesle söylediğinde onun doğru kabul edileceğini öğrenmiş çünkü. En kötü ihtimalle yumruklarını sıkıveriyor. Değişik kostümleri var onun. Bazen futbolcu olarak görüyorsun, bazen taksi şöförü, bazen pazarcılık yapıyor, bazen otopark işletiyor. Kimi zaman esnaf olarak görüp şaşırıyorsun. Kimi zaman bir şirketin başında karşına çıkıyor. Ne iş yaptığı farketmiyor anlayacağın, sen onu ilk görüşte tanıyorsun. Her konuşmasında eğitimi, bilgiyi yeriyor. Bir şeyler yapabilmeyi devamlı itibarsızla...