Karışık hisler...
Fakir, hüzünlü, çaresiz mültecileri görünce acı hissediyor, hepsine devlet tarafından adam gibi ev, ısınma ve gıda yardımı sağlanmasını istiyor, var olan yardımlara seviniyorum.
Öte yandan bu şartlardaki on binlerce vatandaşıma niye bu yardımlar yapılmıyor, Suriyelilerin imtiyazı ne diye düşünüp sinirleniyorum.
Bu ülkedeki hiçbir misafirin aç açıkta olmamasını gönülden diliyorum.
Öte yandan geçen gün bir mavi yakalı abla “Mahalledeki Suriyelilere paket paket mercimek, fasulye geliyor, sevmedikleri için bize veriyorlar, evi öyle döndürüyoruz, bizim daha çok ihtiyacımız var” dediğinde de içim kararıyor.
El kadar mülteci çocukların orada burada çalışmasına, okul görmemesine içim acıyor. Hepsinin tek tek belirlenip, gerekirse bir cep harçlığı verilerek okullara yerleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Öte yandan, bu dili farklı, önceki eğitiminde duraklamalar, eksikler olan çocuklarla kendi çocukları aynı sınıfta okuduğu için müfredatın tam uygulanamadığından ve eğitim kalitesinden şikâyet eden Türk anne-babalara da hak veriyorum.