Ekonomik ajanların beklentileri
Uzunca bir süredir, teknik tabirle 10 parmak klavye kullanabiliyorum. Bu meslekte belirli bir süre eskitenlerin alışkanlığıdır F Klavye. Oldukça da hızlı yazarım. Ama bu kez nedense bir yazıp beş siliyorum. Sebebi ise yazmak...
Uzunca bir süredir, teknik tabirle 10 parmak klavye kullanabiliyorum. Bu meslekte belirli bir süre eskitenlerin alışkanlığıdır F Klavye. Oldukça da hızlı yazarım. Ama bu kez nedense bir yazıp beş siliyorum. Sebebi ise yazmak isteyip dilimin ucuna gelenlerin, suya yazılmış olacağına dair hissiyatım. Son dönemde pozitif bir bilim olan ekonomiye yönelik, verilen vaatler (iktidar ve muhalefet ayırmadan her ikisi kesimden de) içinde bulunduğumuz kaotik ortamı yatıştırma konusunda beni tatmin etmiyor. Konumuz olan otomotive dönersek, mesela bir seçim vaadi olarak 10 bin TL’lik hurda desteği çıktı. Birçok kişi bu rakama yakın destek alamayacağını bir kenara bırakalım. Yasaya ilişkin söylentilerin yayılmasının ardından, yönetmeliğin devreye girmesiyle birlikte verilmesi düşünülen destek deyim yerindeyse devede kulak kaldı.
Geçen süre içinde döviz kurlarında yaşanan artış öncelikle tüketicilerin tüm moralini sıfırladı.
Burada, Merkez Bankası’nın geciken faiz artırımının da etkisini olduğun belirtmek gerekiyor. Zira, girilen “sebep-sonuç” tartışmaları ile önemli zaman kaybı yaşandı.
Daha sonra dövizdeki yangını söndürmek için, başta atılması gerekenden çok daha büyük bir faiz artırımı adımı atıldı.
Orman yangınlarında yangının tamamını söndürmek için, bir miktar alan kontrollü olarak yakılır ve oradaki zarar görmemiş ağaçlardan vazgeçilir. Merkez’in geç attığı adım bizim de zarar görmemiş alanlarımızdan vazgeçmemize neden oldu.