Kafayı vuracağız taşlara
Bugün biraz rakam yorumlayalım. Hafta içinde açıklanan otomotiv pazarı verilerine göre Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2018 yılı ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine...
Bugün biraz rakam yorumlayalım. Hafta içinde açıklanan otomotiv pazarı verilerine göre Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2018 yılı ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 artarak 158 bin 430 adet olarak gerçekleşti . 2017 yılı ilk çeyreğinde ise 156 bin 90 adet toplam pazar gerçekleşmişti. Otomobil satışları, 2018 yılı ilk çeyreğinde geçen yıla göre yüzde 5,47 oranında artarak 122 bin 310 adet oldu. Geçen yıl aynı dönemde 115 bin 963 adet satış yaşanmıştı.
Şimdi bu rakamları böyle dümdüz okursanız, “İşlerin neresi kötü” söylemine destek vermeniz gerekir. Lakin, bir yıl geriye gidersek işlerin aslında öyle çok da istenilen seviyede olmadığını da görmek mümkün. Çünkü, yukarıdaki karşılaştırma 2017 yılı ile yapılıyor. Ve geçen yıl aynı dönemde bir önceki yıla bakıldığında yüzde 9’luk bir gerileme görülüyor. Bir başka deyişle henüz 2016 seviyesini yakalamış değiliz.
Gerçi ben, otomotiv satışlarının seviyesinin göz ardı edilebileceğini düşünüyorum. Sonuçta bireysel bir ihtiyaç.
Bence asıl sıkıntı, Türkiye’de ticaretin artık eskisi gibi tıkırında değil. Ülke, TÜİK tarafından her sene değiştirilen ya da daha doğrusu TÜİK yönetiminin, “Hadi bugün de buradan ölçelim” diye yaptığı istatistiklere göre büyüyor olabilir.
Lakin, “Kafa nereye biz oraya” şarkısındaki mantıkla ölçülen rakamların, “vatandaş tarafından hissedilmediği” en yetkili ağızlardan bir tanesi olan Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından açıklandı. Ağbal, milli gelirin paylaşımındaki uçurumun artmasının, milli gelirin büyümesinin, halkın cebine yansımasının önündeki engel olarak açıkladı.