Büyük devlet tavrı
TV ekran-larında ve gazetelerde şöyle bir yorum:“Biz Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Bu ülkeler parçalanırsa, Türkiye’nin de bütünlüğü tehlikeye...
TV ekran-larında ve gazetelerde şöyle bir yorum:
“Biz Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Bu ülkeler parçalanırsa, Türkiye’nin de bütünlüğü tehlikeye girer...”
***
Bu yorumun ilk cümlesi -kesin- doğrudur.
Türkiye’nin “ilke” olarak yaklaşımı, uluslararası ve bölgesel duruşu böyle olmalıdır.
***
Ama...
İkinci cümle -özünde gerçeği yansıtmaktaysa da- seslendirilmesi yanlıştır.
Öncelikle...
“Özgüven eksikliği” çağrışımı yaptırıyor.
Yüzyıla yakın süredir Türkiye’nin izlediği “her ülkenin bütünlüğüne saygı” ilkesinin samimiyeti üzerine “soru işareti” gölgesi düşürebilir.
“Gocunduğumuz” algılarını üretebilir.
......................
Aslında...
Elbette böyle bir tehdit olasılığının gerçekliği yadsınamaz.
Kuzey Irak’ta zaten fiili bir “Kürdistan” yönetimi var. Irak Anayasası’yla bu oluşum “Kuzey Irak Özerk Kürt Yönetimi” olarak tanınmış ve meşrulaştırılmış.
Şimdi...
Barzani’nin bir “referandum” düzenleyerek “bağımsız devlet” ilanı konuşulmakta.
Sadece “zamanlaması” henüz tartışmalı.
Ankara “buna karşı olduğunu” açıklamış bulunuyor.
O tavrını “Irak’ın, bölgedeki diğer devletler gibi toprak bütünlüğünü sürdürmesi” yolunda “ilkesel bakışı” ile açıklıyor.
Doğru “duruş”, doğru “söylem...”
***
Aynı tavrı TSK, Suriye topraklarındayken bile her vesileyle ve aynı “ilkesel duruş” gerekçesiyle dile getirmektedir.