Çakışmıyor, çatışıyor

Aslında PKK olan Kuzey Suriye’deki PYD güçleri, ABD desteği ve himayesiyle Rakka’yı ele geçirdi.DAEŞ’in “başkenti” olarak algılanan Rakka da artık PYD’nin.Kutlama gösterilerinde PYD’liler...

Aslında PKK olan Kuzey Suriye’deki PYD güçleri, ABD desteği ve himayesiyle Rakka’yı ele geçirdi.
DAEŞ’in “başkenti” olarak algılanan Rakka da artık PYD’nin.
Kutlama gösterilerinde PYD’liler büyük Apo (Abdullah Öcalan) posterleri açtılar.
“Liderimiz odur” mesajı bu.
......................
Apo’nun kurduğu PKK, Amerika’nın resmi “terör örgütleri” listesinde.
Türkiye ile masa başında “Bizim DAEŞ’e karşı kara gücümüz PYD’dir. PYD ile PKK’yı farklı görüyoruz” demekteler.
Binlerce TIR “ileri teknoloji silahlarını” PYD’ye verirken de aynı gerekçeyi öne sürüyorlardı.
Hatta...
“PYD’ye, DAEŞ’le savaşmak için verdiğimiz silahların PKK’ya geçmemesi için kontrol mekanizması işleteceğiz” gibi sadece çok “naif” olanların inanabileceği söylemleri biliniyor.
.....................
Peki...
Ya Rakka’yı DAEŞ’in elinden aldıktan sonra PYD güçlerinin açtıkları, dalgalandırdıkları “Öcalan posterleri?”
Hani PKK ile PYD ayrı örgütlerdi?
Bu soru Amerikalılarla karşılıklı masaya oturulduğunda hiç kuşku yok ki Türkiye tarafından sorulacak.
Ama...
Cevabın ne olabileceği şimdiden belli:
“PYD’lilerin içine sızmış birkaç PKK’lı olabilir.
Öcalan posterlerini herhalde onlar açmışlardır...”
Ve ekleyeceklerdir:
“Türkiye bizim için çok değerli müttefiktir. Türkiye’yi rahatsız eden bir terör örgütü PKK’nın bizim DAEŞ’e karşı Suriye’deki savaşan PYD güçleri için de bir statüsü olamaz.”
.....................
Ne yazık ki gelinen nokta bu.
1946’dan başlayarak yarım yüzyılı aşkın sürede ABD, Türkiye’nin dostu, müttefiki, stratejik ortağı olarak algılandı.
Arada “Kıbrıs’a barış harekâtı, ünlü Johnson mektubu, silah ambargosu ve bazı darbelerde ya da darbe girişimlerinde parmak izleri olsa da” bu algı zaman zaman zedelendi fakat değişmedi.
Çünkü...
İki devletin “büyük fotoğraftaki” yararları birbiriyle büyük ölçüde örtüşmekteydi.
Arızi, zamana göre çelişmeler olsa da “yapısal” statik hesapları birbiriyle uyumluydu.
Ne var ki...
Bu kez ABD ve Türkiye’nin büyük fotoğraftaki yararları ilk kez “çakışmıyor”, tam tersine, “çatışıyor.”
Hem de öyle bir çatışma ki...
Türkiye’nin “var olma/varlığını sürdürme” yani “beka” değerine ciddi ve ileride “vahim” denebilecek bir “tehdit” oluşturan PKK/PYD için Amerika’yla karşı karşıya gelme durumu var. 
Gittikçe de bu “karşıt” konumlar derinleşiyor.
Süper büyükler dış politikada “hata yapmak lüksüne” sahiptir.
Baktı olmadı, “Yanılmışım” der, döner.
Türkiye gibi orta ölçekli ve netameli bölgedeki ülkelerin ise “dış politikada hata yapmak lüksü olamaz.”
Hele bir “beka” dosyası açılmışsa

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kamala’nın Alpha Kappa Alpha kardeşleri... 27 Temmuz 2024 | 156 Okunma Macron ve Biden farkı... 09 Temmuz 2024 | 1.476 Okunma Futbol nadiren futboldur 07 Temmuz 2024 | 1.296 Okunma Nazım, Atatürk ve Bozkurt... 05 Temmuz 2024 | 1.263 Okunma Fransa aşırı sağında gizemli aşk 02 Temmuz 2024 | 222 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar