Ecevit-Özal-Abdülhamid
TÜRKİYE ile ilgili haberler nasıl veriliyor? Bildiğim dillerde yayın yapan TV’leri ve gazeteleri izliyorum. Dünkü haberlerde “Ankara’daki vandalca saldırı” sonrası değerlendirmeler...
TÜRKİYE ile ilgili haberler nasıl veriliyor?
Bildiğim dillerde yayın yapan TV’leri ve gazeteleri izliyorum.
Dünkü haberlerde “Ankara’daki vandalca saldırı” sonrası değerlendirmeler yapılıyordu.
İlginçtir ki...
“Saldırıyı Kürtlerin yaptığı iddiası yalanlandı” yolundaki haberler daha fazla öne çıkarılmıştı.
Önce...
Değerlendirmenin “yanlışlığına” işaret edeyim.
Ankara’daki kanlı saldırı için Türkiye’de kimse “Kürtler” gibi genelleyici bir ifade kullanmadı.
Zaten böyle bir ifade “gerçek dışı” olurdu.
Resmi açıklama “PKK-PYD-YPG” örgütlerini işaret ediyordu.
Yani...
Tümüyle Kürtler değil sadece bir kısım Kürtleri temsil iddiasındaki, -Ankara’nın tanımlamasıyla- “terör örgütleri...”
BİLGİ KİRLİLİĞİ
Aslında “mağdur” konumundaki Türkiye, dünya medyasında hiç de öyle yansıtılmıyor.
Şöyle bir manzara çiziliyor.
“Bütün dünyanın vandal, barbar katiller olarak dehşetle izlediği ve mutlaka bitirilmesi gerekiyor kanısını paylaştığı bir IŞİD gerçeği var.
Ve...
Bütün Batı’nın ve hatta Rusya’nın da mücadele ettiği IŞİD’e karada en etkin savaşını -başarıyla- sürdüren PYD ile ağırlığını Kürtlerin oluşturduğu YPG güçleri.
İkisinin de aynı olduğu düşünülüyor ki bu doğrudur.”
...................
İşte böyle bir fotoğrafta “PYD ve YPG” dünya kamuoyunda sempati üretecek bir çerçeve içine konuyor.
Türkiye’nin PYD ve YPG ‘ye karşı tavır koyması, onları “obüs” toplarıyla vurmayı sürdürmesi -dolaylı olarak- IŞİD ‘e karşı mücadeleyi kırmak gibi gösteriliyor.
...................
Batı demokrasilerinde “yönetenler” elbette “yönetilenleri” dikkate almak zorundadır.
Kamuoylarının etkisini enselerinde hissederler.
Politikalarını oluştururken “kamuoyunun nabzı” önemlidir.
Bu nedenlerle de Türkiye bir türlü “gerçeklerini” anlatamamakta, yalnız kalmaktadır.
Ankara yoğun “diplomasi trafiğini” uygulamakta.
TSK ile “caydırıcı” gücünü de “vitrine” koymakta.
Ama...
Dünya medyasını bilgilendirmekte, etkilemekte, kazanmakta yetersiz.
Batı kamuoyla-
rını da kendi lehine oluşturamadığı gibi, tam tersine, karşıya geçmesini de önleyemiyor.