“Etiket” değil “öz”
BU satırların yazarı da -değişiklikler yapılmış olsa da temelde 12 Eylül konsepti olan- bu Anayasa’nın yerine “yenisinin yapılması” gereğine inanmaktadır.Çünkü...Şu haliyle sistem...
BU satırların yazarı da -değişiklikler yapılmış olsa da temelde 12 Eylül konsepti olan- bu Anayasa’nın yerine “yenisinin yapılması” gereğine inanmaktadır.
Çünkü...
Şu haliyle sistem demokrasinin “üç Y” mimarisine aykırıdır.
Yani...
“Kuvvetler ayrılığı” ilkesi gereği birbirinden “bağımsız” olmaları gereken “yürütme, yasama ve yargı” uygulamada -hissedilir ölçüde- “yürütmenin iradesine bağımlı” haldedir.
Hatta yürütmenin başında olan “tek kişiye...”
Tek kişi iktidar partisinin milletvekili adaylarını saptayarak yasamaya -neredeyse- hakimdir.
Yürütmenin Adalet Bakanı ve Müsteşarı HSYK’nın içinde ve başındaysa bunun yargıyı etkilememesi mümkün mü?
O halde demokrasi mimarisine hiç uymayan bu yapı yeni bir anayasayla yeniden çizilmelidir.
Peki...
Nasıl?
Parlamenter sistemi bütün kuralları ve kurumlarıyla işler hale getirecek kuvvetler ayrılığının 3 taşıyıcı sütunu üzerine inşa edilerek mi?
Yoksa...