Geleceğin gözlerinden
Kendini geleceğe ışınlamak, 10-20 yıl sonrasına giderek “bugünün manzaralarına oradan bakmak” önemlidir.Tıpkı ormanın ortasında koşuşturmayı, birkaç yüz metre yüksekteki helikopter ya...
Kendini geleceğe ışınlamak, 10-20 yıl sonrasına giderek “bugünün manzaralarına oradan bakmak” önemlidir.
Tıpkı ormanın ortasında koşuşturmayı, birkaç yüz metre yüksekteki helikopter ya da balondan izlemek gibidir.
Şu karmaşık, çok yönlü iç ve dış büyük sorunlarla boğuşan 2016 Türkiye’sini böyle bir “ışınlama” yöntemiyle görmeye çalışmakta fayda var.
Kaptan köşkündeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “tarihte hangi misyonla yer alması gerektiği” bu yöntemle “siyah beyaz fotoğraf netliğinde” görülebilir belki de.
Erdoğan’dan önceki Türkiye liderlerinin, aradan geçen bunca yıl sonra “tarihi misyonlarını” ortaya koymak, ne demek istediğimi daha anlaşılır hale getirebilir.
.....................
ATATÜRK:
Osmanlı Devleti’nin son gününe kadar -en büyüğü- Abdülhamid döneminde olmak üzere toprak kaybı sürecini Atatürk noktalamıştır.
Hatta Hatay’ı ilhak ederek toprak da kazandırmıştır bu ülkeye.
Yabancı güçlerin vesayeti ile hacir altındaki Osmanlı enkazında Kurtuluş Savaşı mucizesini gerçekleştirmiştir. Batı’nın sömürgelerinde, hacir altındaki coğrafyalarında ilk özgürlük ateşi örneğini vererek küresel bir milat başlatmıştır.
Yeni, güçlü ve saygın Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.
Başta laisizm olmak üzere devrimlerle çağdaş uygarlığa kararlı yürüyüşü başlatmış ve sürdürmüştür.
......................
İSMET İNÖNÜ:
1Türkiye’yi II. Dünya Savaşı cehennemine sokmamıştır.
Batısı, kuzeyi, doğusu savaşın ateşleri içinde yanarken Türkiye bir güven coğrafyası olarak kalabilmiştir.(Avrupa’daki tek örnek ise İsviçre’dir. Çünkü... Savaşan ülkelerin hepsinin liderleri paralarını İsviçre’deki gizli hesaplara geçirmişlerdi.)
2Türkiye’yi tek adam ve tek parti yönetiminden çok partili serbest seçimli demokratik rejime geçirmiştir.
Cumhuriyet’in iki kurucusundan biri olmasına karşın 1950 seçimini kaybedince büyük bir demokrasi olgunluğu göstererek yerini Celal Bayar’a bırakmıştır.
.........................
ADNAN MENDERES:
Adnan Menderes Türk halkını refah devleti mutluluğuyla tanıştırmıştır.
Ekonomide tarım devrimi yapmıştır.
Düşük gelirli kesimleri, köylüyü, tarım alanındaki nüfusu hareketlendirmiş, makineli ziraat, gübre ve sulama hamleleriyle yaşam düzeyini yükseltmiştir.
Demokrasinin lezzetini tabana da yaymıştır.
.......................
SÜLEYMAN DEMİREL:
“Çoban Sülü” olarak siyasette tanıtılan yoksul köylü çocuğu Süleyman Demirel, Menderes’in başlattığı tarım devrimini sürdürmüştür.
İftiharla dile getirdiği “Türkiye tarımda hiç ithalata ihtiyacı olmadan kendini besleyebilen ülkedir” söylemini hatırlayın. (Barajlar Kralı diye anıldığına işaret edeyim)
Ama asıl misyonu Türkiye’yi tarım toplumundan sanayi toplumuna geçirme başarısıdır.
Bugün hâlâ Türkiye’nin en önemli tesislerinde onun döneminin izi vardır.
........................
TURGUT ÖZAL:
1Turgut Özal Osmanlı İmparatorluğu’nun son 200 yılından başlayarak Cumhuriyet’in ilk 3 çeyreğini de kapsayan çok uzun bir süreden sonra ilk kez ve kalıcı olarak döviz bunalımından kurtarmıştır.
Onun para reformlarından sonra Türkiye en zorlu ekonomik krizlerde bile borç dilencisi olmamıştır.
Zaman zaman zorlansa, IMF ile anlaşmalar yapsa da “70 sente muhtaç” hale gelmemiştir.
Ayrıca TL dünya piyasasında alınıp satılan bir konvertibilite değerine kavuşmuştur.
2Turgut Özal Türkiye’yi “bilgi çağına” açmıştır.
Telekomünikasyon devrimi, özel televizyonlar, bilgisayar okyanusuna yelken açmak Özal’ın vizyonunu gösterir.