IŞİD, Rusya, İsrail
“Yayın yasağı” nedeniyle olaya girmiyorum.İçimdeki isyan lavını püskürteceğim.......................Vahşice, vandalca, lanet olası bir saldırı...Sevdiklerine kavuşmak, iş bağlantısı kurmak...
“Yayın yasağı” nedeniyle olaya girmiyorum.
İçimdeki isyan lavını püskürteceğim.
......................
Vahşice, vandalca, lanet olası bir saldırı...
Sevdiklerine kavuşmak, iş bağlantısı kurmak ya da güzel bir tatil için İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ne gelmiş 42 masumu öldürmek, 236 masumu yaralamak...
Kendilerini de patlatmak.
Bu yaratıklara “insan” denebilir mi?
......................
Yaşamını yitirenlere rahmet, yaralılara şifa diliyorum yürekten.
......................
Oysa...
Uzun süredir ilk kez Türkiye’nin alacakaranlığı aydınlanmaya başlamıştı.
Önce...
İsrail’le ve hemen ardından Rusya’yla “restorasyon (onarım)” geldi gündeme.
İsrail’le karşılıklı imzalar atıldı.
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’e mektubu ve bunu izleyen “Erdoğan-Putin” telefon görüşmesi...
Her iki ülkeyle de buzulların kırılacağı, ısınan ilişkilerde eriyebileceği umudunun tomurcuklanması...
.......................
Gerçi...
Analizlerde bu “onarımların” koşulları tartışılmakta.
“Kimin eli üstte” yorumları yapılmakta.
Ama...
Bunlar atılmış bulunan adımların altında kalması gereken “bla bla”lar...
Örneğin...
“İsrail, Gazze’ye ambargoyu kaldırmadı” ya da “Artık blokaj yok” gibi karşıt görüşler.
Sonuçta Türkiye, Gazze’ye enerji sağlamak, inşaatlar yapabilmek, insani yardımları götürebilmek olanaklarını blokajda büyük bir parantez açarak gerçekleştirebilecek.
Bunun İsrail limanından yapılması geri planda kalır.
Önemli olan, Gazze insanlarının ihtiyaçlarını karşılama gerçeğidir.