Tehdit: ‘Garnizon devlet’
Türkiye içeride ekonomik önlemlere ve İdlib’e yoğunlaşırken Fırat’ın doğusundan İran sınırına kadar Suriye’nin 4’te 1’inden fazla bir alanda ABD üsler kuruyor, radar ve füze savunma...
Türkiye içeride ekonomik önlemlere ve İdlib’e yoğunlaşırken Fırat’ın doğusundan İran sınırına kadar Suriye’nin 4’te 1’inden fazla bir alanda ABD üsler kuruyor, radar ve füze savunma rampaları konuşlandırıyor.
PKK /SDG’yi ağır silahlarla donatıyor.
Yeni Şafak Dış Politika yazarı İbrahim Karagül hem alanında yetkindir hem de Ankara’dan haber kanalları güçlüdür.
Yazılarını dikkatle okurum.
Dünkü yazısı bilgilendirici ve uyarıcıydı. Kullandığı “Güneyimizdeki garnizon devlet” ifadesi tehlikenin ciddiyetini vurgulamakta.
Köşemin sınırlarına sığdırmak için bazı bölümlerini paylaşmakta yarar görüyorum.
.....................
Bugünkü ekonomik fırtınadan sonra ne gelecek? Çok şey olacak bence. “Türkiye’yi durdurmak” isteyenler, güneyimizde yeniden hareketlendirdikleri planlar için daha hızlı harekete geçecekler. Bu da Fırat’ın doğusudur.
Türkiye, Afrin ve Fırat Kalkanı operasyonuyla ve son İdlib başarısıyla terör koridorunun Batı kapılarını kapattı. İşte tam şimdi “Suriye meselesinin esası” masamıza gelecektir. ABD ve müttefikleri, PKK ile birlikte bir “garnizon devletin” son hazırlıklarını yapıyorlar.
Fırat’tan İran sınırına kadar Türkiye’nin güneyini tamamen bir cepheye dönüştürecekler.
Türkiye ile Arap dünyası arasına bir tampon bölge kuracaklar.
Yarının “Türkiye Cephesi”ni tamamlamış olacaklar. Bizi on yıllarca bu bölgeden vuracaklar. Coğrafyayı buradan parçalayacaklar. (Allah korusun ama tehlike/tehdit gittikçe büyüyor. G.C)
Kimse neden ses çıkarmıyor?
Dikkat ediyorum, hiçbir ülke Fırat’ın doğusu için tek cümle kurmuyor. BAE ve S. Arabistan gibi ülkeler buradaki garnizon devlet için para akıtıyor. ABD ve İsrail, projeyi bu ülkelere finanse ettiriyor. Suriye meselesi konuşulurken, ülkenin işgal altındaki üçte biri için İdlib kadar bile itiraz yükselmiyor.
....................
Bence asıl Suriye savaşı yeni başlıyor, başlayacak. Coğrafyanın tamamı için, bölgedeki ülkelerin tamamı için bir tehdit olarak büyüyen Fırat’ın doğusunda büyük bir hesaplaşma başlayacak, başlamalı da.
Bu plan bozulmalı, bu harita engellenmeli, bu işgal sona erdirilmeli, bu “Haçlı Talanı”nın önüne geçilmelidir.
....................
Hangi siyasi çevreden olursa olsun, herkesin bu işgale tavır alma, onunla savaşma, mücadele etme, tehlikeye dikkat çekme, Türkiye’yi ve bütün bölgeyi harekete geçirme zorunluluğu var. Türkiye’nin, Suriye’nin, İran’ın, Irak’ın ve diğer bölge ülkelerinin, kitlelerin bu korkunç plana karşı harekete geçme yükümlülüğü var.
...................
Türkiye’yi Münbiç’le oyalamalarına da izin vermeyin. Çünkü bunu bir “kart” olarak kullanıp zaman kazanıyorlar. Sonra da Münbiç’ten çekilecekler çünkü Fırat’ın doğusundaki plan tamamlanmış olacak.
Bütün krizlerden meydan okumalarla kurtulduk ve bunu bir zafere dönüştürmeyi bildik.
İran sınırından Fırat Kalkanı bölgesine kadar iki ya da üç bölgeye, bedeli ne olursa olsun, müdahale etmek vatan borcudur, bir milli mücadeledir.
Coğrafyanın bütün insanları, devletleri bu “haçlı işgaline karşı” işgalle mücadele etmek zorundadır. Ve bu olacaktır. Yarın bir gün, birbirine düşman görünenlerin bile o bölgedeki işgale karşı omuz omuza mücadele ettiklerini göreceğiz.
Ekonomik saldırılarla bizi
içeriye yoğunlaştırıp gözle-rimizi kör etmeyi deniyorlar. Asla bu tuzağa düşmemeliyiz. Tehlike çok büyüktür ve Suriye savaşı bu bölgede yeniden yaşanacaktır.