Acı yoksa zafer de yok
Fenerbahçe'nin dört haftalık performansını, sezon sonuna yorumlamak, gerçekten veya nedenlerden uzaklaşmak anlamında. Gelişimi – değişimi görmeye çalışmak yerine, aidiyetten uzaklaşan ciddi bir taraftar...
Fenerbahçe'nin dört haftalık performansını, sezon sonuna yorumlamak, gerçekten veya nedenlerden uzaklaşmak anlamında.
Gelişimi – değişimi görmeye çalışmak yerine, aidiyetten uzaklaşan ciddi bir taraftar kitlesi oluştu.
Hep şunu savundum; taraftar sahada kendi kalbini taşıyan oyuncular istiyor.
Ciddi şekilde yanıldım sanıyorum.
Kerim Frei 93. dakikada golü attığında, maçı 2-0'dan 2-2'ye getirmek için uğraşan oyuncuların yere yıkıldığını gören bir Fenerbahçe taraftarı, içindeki yangının paylaşıldığına şahit olmalıydı.
Jansen'in 82'de yaptığı kafa vuruşu gol olsaydı, her şey çok güzel olacaktı onlar için de. Takım iyi yoldaydı, Aykut Kocaman geri dönmüştü… Tabela üstünden Fenerbahçelilik yapmak istiyorlar. Tıpkı kulübü yönetenler gibi.
Bu yüzden kulübün neleri temsil ettiğini veya İslam Çupi'nin yazdığı "Başka şey"i artık hissedemiyorlar.
Nereden bakmalı Aykut Kocaman'ın nasıl bir Fenerbahçeli olduğunu, Aziz Yıldırım ile bir kez daha çalışmayı kabul etmesinden anlamalılar.
Kötü yönetilen ve finansal olarak çıkmaza giren kulübe UEFA "el" koymasaydı, bilin ki Aykut hoca geri çağrılmazdı.
O, sistem ve prensiplere inanıyor ve teknik direktör takımıyla zorlukları aşmak istiyor.
Elbette eleştirelecektir. En önemlisi de benden gelsin; "Şampiyon olacağız" demeyecekti.
Çünkü transferlerin bitmemişti, zamana ihtiyacı vardı, çok kötü bir fikstürü vardı ve bugünkü sonuçların aslında sürpriz olmayacağının farkına varmalıydı. Şampiyonluktan bahsediyorsanız, Başakşehir veya Beşiktaş kadar etkili ve organize oynamak zorundasınız.
Bu farkı görenler ve aynı performansın sahada olmadığına inanların, tepkisi de sert olacaktır; kaçınılmaz… Ama bu dört maçta veya sekiz resmi karşılaşmadaki tüm veriler, Fenerbahçe'nin takım olarak özellikle geçe...