Hikaye yok!
Böylesine bıçak sırtında çıkılan maçta, yedinci dakikada öne geçmek, çöl sıcağında buz gibi su bulmak gibi oldu. Neredeyse forvetsiz sahaya çıkıp, oyunu mücadele üstüne kurmak...
Böylesine bıçak sırtında çıkılan maçta, yedinci dakikada öne geçmek, çöl sıcağında buz gibi su bulmak gibi oldu. Neredeyse forvetsiz sahaya çıkıp, oyunu mücadele üstüne kurmak isteyen bir rakip karşısında rahatladılar, yeni bir hikayenin peşine düştüler. Ama anlatımı da, konusu da birbirinden kopuk, ne dediği, ya da ne demek istediği anlaşılamayan bir anlatım çıktı ortaya. Hedef sadece kazanmak olunca, kalan dakikaları tabelaya ve saate bakarak geçiren bir Fenerbahçe izlemeye başladık.
Aslında geçen haftaların sıkıntısını çekmeye devam ediyorlardı. Sakatların-eksiklerin üstüne, yenileri de eklenince, ortalık bilinmezler ile kaplandı. Sezon başından beri "muamma" anlarında ortaya çıkıp, sorumluluk alan Valbuena da 10. dakika dolmadan "sakatlar" arasına katıldı. En etkin bölümün, en önemli oyuncusu Isla da kulübeye gelmek zorunda kalınca, çalışılmış planların-setlerin de bir anlamı kalmadı. Kalan sürede bu kez "mücadele" etmesi gereken taraf Fenerbahçe oldu.