İlaç niyetine
Alanyaspor, skoru 2-0 yaptığında, Fenerbahçeli oyuncular, "Bir takımın başına daha kötü ne gelebilir?" diye düşünmüşlerdir.Sağdan geldiler; attılar. Soldan geldiler; attılar. Üstüne bir de...
Alanyaspor, skoru 2-0 yaptığında, Fenerbahçeli oyuncular, "Bir takımın başına daha kötü ne gelebilir?" diye düşünmüşlerdir.
Sağdan geldiler; attılar. Soldan geldiler; attılar. Üstüne bir de direkten döndü.
Eleğe dönmüş bir orta saha, seyirci rolündeki defans oyuncuları ve daha topu eline alamadan iki kere fileden çıkartan bir kaleci.
Bir anda kabusa dönecek 70 dakika daha varken, panik düğmesine basıp, oyunu ve takımı toparlayacak "bir şey" gerekiyordu. Böyle eşikleri lider karakteriyle aşabilirsiniz. Bir kişi de yetmez, "Hadi" diyecek birkaç karakter de gerekir.
Fenerbahçe takımının en sert isyanını başlatın Lens olması sürpriz değil.
Anlaşılmayacak olan, kiralık gelen bir oyuncunun, durumu ifade etmeye çalışması ve sorumluluk almak için sahada didinip, durması.
Mehmet Topal'ın ikinci goldeki eksik koşusunu unutturacak hamlelerin sahibi olmasıyla, isyan ikilendi.
Ardından, Alper ve Ozan'dan da katkılar gelmeye başladı.
Skorun 2-2'ye gelmesinin temelinde, bu dörtlünün Alanya'nın hızını kesip, 2-0'ın yeterli olacağını rakibe kabul ettirmesi var.
Fırtına gibi esip, sonrasında vazgeçen rakibe gerekli cezayı kesecek ustalıklara sahiptiler. "Yenemeyiz" duygusu bu kez Alanyalı oyuncuların tüm vücudunu sarmıştı.
Üçüncü golle birlikte de Fenerbahçe maçı kendi istediği formata soktu.
Sahasında bekleyen, alanı daraltıp-savunmada yardımlaşan, kazanılan büyük maçların, işleyen formülü.