Lekesiz finale doğru
Mete Kalkavan maçı tatil ettiğinde A Spor'da tartışıyorduk. Yaşananların hayatın akışına uygun olmadığını dile getirdik. Takımı kazanmak üzereyken, rakip 10 kişi kalmışken, üstelik...
Mete Kalkavan maçı tatil ettiğinde A Spor'da tartışıyorduk.
Yaşananların hayatın akışına uygun olmadığını dile getirdik. Takımı kazanmak üzereyken, rakip 10 kişi kalmışken, üstelik uyarılar üst üste gelmişken, rakip oyuncuya korner attırmamanın mantığı yok. Üstelik beş hafta önce şampiyonluğu etkileyecek Galatasaray derbisinde bile bu görüntüler yaşanmadı.
Maçın gerilim katsayısını da sekizle falan çarpmak gerekiyordu.
Şenol Güneş'in başına isabet eden madde sonrasında olanlar oldu. Tribünlerle tartışan Beşiktaş'ın yedek kalecisi Tolga'ydı. Sahada hiçbir şey yok, oyuncular sakin, sadece kenarda Şenol Hoca ekseninde görüntüler yaşanıyor. Sahaya atlayan taraftar yok, bu karmaşanın içindeki Beşiktaşlı oyunculara darp yok, tribünden atılan maddeler de yok. Birden bire hepsi içeri koştular. Mete Kalkavan da arkalarından gitti.
KALDIĞI YERDEN OYNANMALI
Yaşananları eleştireceğiz elbette ama şu cümleyi kuramayız: "Şartlar oynanmayı mümkün kılmayacak derecedeydi.
Güvenlik kalmamıştı." TFF raporları inceleyecektir. Ancak Emniyet'ten görüş almadan, olağanın dışına çıkan garipliklerle ilgili karar vermemeli.
Burada başka bir şey olabilir.
Vicdanları rahatlatacak, derbiyi 100 yılın geleneği içinde "delikanlı" biçimde sonlandıracak olan karar, maçın kaldığı dakikadan itibaren devam etmesidir.
Böylece Beşiktaşlı oyuncuların üzerindeki "provokatör" lekesi de kalkar, "eleyecektik" diyen Fenerliler de bileğinin gücünü ortaya koyar.