Otostopçular!
Rahmetli İslam Baba (Çupi), bazı tespitlerinde "otostopçu" nitelemesini yapardı. Yani, hiçbir şey yapmayan ama gitmesi gereken yolu başkasının çabasıyla ya da parasıyla kat edenler için bunu söylerdi. Vardar...
Rahmetli İslam Baba (Çupi), bazı tespitlerinde "otostopçu" nitelemesini yapardı. Yani, hiçbir şey yapmayan ama gitmesi gereken yolu başkasının çabasıyla ya da parasıyla kat edenler için bunu söylerdi.
Vardar karşısındaki F.Bahçe kadrosunu izlerken aklıma geldi. Geçen senenin kadrosundan sadece üç isim farklıydı. Cameni, Dirar ve Valbuena yeniydiler. Makedon Ligi'nin iyi ama bizim kulvarların "sıradan" takımı karşısında, burnu büyüklerin saniye saniye ders aldığını izliyorduk. Yıllarca Alex, o gittikten sonra da Emre Belözoğlu'nun arabasına binen "otostopçu" arkadaşlardı sanki. Hiç biri sorumluluk almadığı gibi, bir şey yapmayı da denemiyorlardı. Hemen hepsi ötekinden bir şey yapmasını bekliyor, sahada koşar gibi gözüküyor, iyi direnen rakip karşısında "farklı" olduklarını gösterebilecek tek hareket yapmıyorlardı. Bu arkadaşlar, diğerinin imzaladığı sözleşmedeki rakamların kendilerinkinden farklı olduğunu gördüklerinde "bıdı - bıdı" konuşur, haksızlığı dile getirirler çoğunlukla. Ama iş sahada konuşmaya geldiklerinde hepsi bir anda "kekeme" oluverirler. Aykut Kocaman'ın cidden işi zor. Sanki bugünü görmüş gibi maç öncesinde "Göztepe maçındaki kişiselleşme olmazsa" dedi. Ama takımının aklına bunu sokmamış, sokamamış. Beklentilerin o kadar altında kalan bir kadrosu var ki, soyunma odasında ne kadar isyan etse de, oyuncularına Fenerbahçe'de oynamanın ne olduğunu anlatamamış.
Önceki maçlarda formaya takılıyordu bazıları. "Fenerbahçe'nin rengi yeşil olmazmış"... Sanki sahada forma oynuyor. Bu kez sarı giydiler, Pazar günü çubuklu giyecekler muhtemelen. Ama o formanın karakterini, değerini ve giyenin hangi sorumlulukları üstlendiğinden habersizler.