Eğitim zenginleşme için ne kadar şarttır?

En son TEOG (Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavı) tartışması ile yeniden eğitim meselesine döndük. Biz zaten hep böyle yaparız. Takip fikrimiz pek zayıftır. Arada bir bazı konuları...

En son TEOG (Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş Sınavı) tartışması ile yeniden eğitim meselesine döndük. Biz zaten hep böyle yaparız. Takip fikrimiz pek zayıftır. Arada bir bazı konuları hatırlarız, çok önemli bulup tartışırız, sonra hepten unuturuz. Memleketteki eğitim tartışması, tam da bu yüzden sanırım, Cem Yılmaz’ın yıllar öncesinden kalma, o veciz, “Eğitim şart” sloganının ötesine bir türlü geçemedi. Ekonomi ile ilgili değerlendirmeleri okurken, giderek daha sık bir biçimde duyuyorum, bu “eğitim şart” meselesini bugünlerde. Böyle bakınca hemen derin bir umutsuzluğa kapılmamak mümkün değil. Türk milli eğitim sistemi adı verilen yıkıntıdan nasıl bir zenginleşme gündemi çıkabilir ki? Gelin bugün tersinden bakalım. Eğitim zenginleşme gündemi için acaba ne kadar şarttır? Tanımlamaya hazırsanız, başlayalım.

Eğitim elbette çok önemli ama işin sınırlarını doğru çizmekte fayda var. Sanki eğitim işini çözünce otomatikman bütün meselelerimiz hallolur demek asla mümkün değil. Eğitim bir memleketin zenginleşme gündeminde gerekli şart olarak tanımlanabilir ancak. Bu çerçevede, önemlidir de. Ancak eğitim, bir ülkenin zenginleşmesi için yeterli şart değildir. Olamaz da. Gelin bugün bu konu üzerinden biraz gidelim.

1990 yılında Türkiye’de ortalama eğitim süresi 4,5 yıldı. O vakitler, ilkokuldan terktik. Dikkatinizi çekerim. Sonra 2015 yılında ortalama eğitim süresi oldu 7,9 yıl. Nedir? Türkiye, ortalama olarak bakıldığında, ortaokuldan terk oldu. Ama bu arada ortalama eğitim süresi, 25 yılda yüzde 76 arttı yıl olarak bakarsanız. 1990 yılında ortalama öğretim süremiz 4,5 yıl iken, kişi başına milli gelirimiz 2794 dolardı. 2015 yılında ortalama eğitim süresi 7,9 yıl olunca kişi başına milli gelirimiz 10,980 dolar oldu. Zengin olduk. Dışa açıldık, zengin olduk.

Tek başına bakarsanız, eğitim süresindeki artışla, milli gelirdeki artış birbirine koşut gibi duruyor. Ne olduğunu daha iyi anlayabilmek için gelin başka ülkelerle kıyaslayalım. 1990 yılında Mısır’da ortalama eğitim süresi 3,5 yıldı. 1990’da Mısır’ın kişi başına milli geliri ise 750 dolardı. Hatırlayın Türkiye’nin ki 2800 dolar civarında idi 4,5 yıllık ortalama eğitimle. Daha çok eğitim, daha zengin millet ediyordu işte.

2015 yılında Mısır’da ortalama eğitim süresi 7,1 yıla kadar yükseldi. Bir nevi ikiye katlandı. Aslında eğitim süresi Türkiye’den daha hızlı arttı. Ama 2015 itibariyle Mısır’ın kişi başına milli geliri 3500 dolar oldu ancak. Nedir? Türkiye 7,9 yıl ortalama eğitim ile 10 bin doları aşkın bir kişi başına milli gelire ulaşırken, Mısır 7,1 yıllık ortalama eğitimle 3500 doları ancak yakalayabildi. Mısır bir yerde yanlış yaptı. Biz Mısır’dan daha iyi bir performans sergiledik zenginleşme sürecinde. Ama doğrusu ya, daha çok eğitim daha çok zenginlik getirdi Türkiye’ye Mısır’la karşılaştırınca.

Performansımız, AB sayesinde, bu eğitim handikabına rağmen, Çin’den de daha iyi oldu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türk lirası artık kurtulmuş sayılır mı? 01 Ekim 2018 | 581 Okunma Ali Rıza Amca yine derin bir merak içindeydi 24 Eylül 2018 | 399 Okunma Para bol bulamaç olunca, yatırımcı ne yapar? 17 Eylül 2018 | 228 Okunma Bütün bu işin Türkiye’nin ihracatına bir faydası olur mu? 10 Eylül 2018 | 157 Okunma Aslında Y kuşağının işi daha zor 07 Eylül 2018 | 343 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar