Wikipedia’yı anlayamayan, blockchain’i de anlayamaz
Yeni teknolojiler hayatımızı değiştiriyor. Yarının bugün gibi olmayacağını biliyoruz. Ama doğrusu ya, nasıl olacağını da tam olarak bilmiyoruz. Neden? Yeni teknolojilerin ne getirdiğini, getirebileceğini...
Yeni teknolojiler hayatımızı değiştiriyor. Yarının bugün gibi olmayacağını biliyoruz. Ama doğrusu ya, nasıl olacağını da tam olarak bilmiyoruz. Neden? Yeni teknolojilerin ne getirdiğini, getirebileceğini, bugünkü karar alma süreçleri ile, mevcut kamu politikası tasarlama yöntemleri ile, bugünkü idari altyapımızla ele alabilmek esasen mümkün değil. Öncelikle bundan böyle kamu politikası tasarım süreçlerine daha fazla sayıda mühendis ve temel bilimcinin katılması gerekiyor. Ayrıca 20inci yüzyılın kavramlarını unutup, bir an önce 21inci yüzyılın manasını kavrayan bir idari altyapı düşünmek gerekiyor. Gelin ne demek istediğimi anlatmaya çalışayım.
Doğrusu ya, Türkiye’de halen bu durumun farkında gibi görünmüyoruz. Burada sözüm yalnızca Türkiye ile sınırlı da değil, onu da öncelikle ifade edeyim. Geçenlerde Dünya Bankası’nın Washington’daki merkezinde “Yeni teknolojiler, İstihdam, Büyüme ve Kalkınma Sempozyumu” vardı. Amaç, yeni teknolojiler ile birlikte kalkınma gündeminin nasıl değişeceğini tartışmaktı. Üç gözlemimi aktarayım. Birincisi, toplantıda hiç mühendis ve temel bilimci yoktu. İnovasyon sürecinin içinden kimse olmayınca, herkes yeni teknolojilerden müphem bir biçimde bahsediyordu. Teknoloji derken, sanki kurumlar der gibi müphemdiler. Kimse ne olduğunu tam olarak bilmiyordu alanda.
Ayrıca kimsenin kafasında bu dönemdeki teknolojik değişime ilişkin somut bir genel çerçeve de yoktu. Bu da ikinci gözlem. Değişim sürecinin tam ortasında, körlerin fili tarifine benziyordu halimiz. Hal böyle olunca, tartışma esasen otomasyon üzerine oturuverdi. Herkes en çok onun ne manaya geldiğini görebiliyordu. En çok çalışma orada vardı. Halbuki, yeni teknolojiler, otomasyondan çok daha geniş bir kavram iş süreci açısından baktığınızda. İş sürecindeki değişim çok daha geniş ölçekli olacak gibi duruyor.
Konu otomasyon üzerine odaklanınca, sonuç olarak herkes bildiği konuya geliverdi, robotların olası işgücü piyasası etkisi üzerine konuşulmaya başlandı. O vakit, teknolojik değişim sanki bir fenaymış gibi bir sonuca hemen varılıyor. Halbuki yeni teknolojilerin kalkınma gündemine etkisi bir tek iş gücü piyasası etkisinden asla ibaret değil. Bizim gibi ülkelerde, yeni teknolojilerle daha hızlı sıçrayabilmek ve yıllardır çözemediğimiz sorunları daha kolay çözebilmek bile mümkün. Bu da toplantıdan üçüncü gözlemim. Tabii, yararlanabilmek için önce ne olduğunun farkında olmak gerekiyor. Demem o ki, yeni teknolojilerin olası etkileri konusunda daha dikkatli düşünmemiz gerekiyor. Gelin ilk sorumu sorayım, birlikte düşünelim.
Yeni teknolojilerin niteliği ve olası etkilerini nasıl düşünmek lazım? İsterseniz Brittanica’dan Wikipedia’ya geçerken, neyin değiştiğine bakalım öncelikle. Bir nevi, 20inci yüzyıldan 21inci yüzyıla geçiş örnek olayı gibi ortadaki hikaye.
Ben doğduğumda 20inci yüzyılın ortasını geçeli 10 yıldan fazla olmuştu. O vakit değil internet, evde televizyon ya da telefon olması bile bir olaydı. İşte o yıllarda, evde gelir durumuna göre mutlaka bir veya bir kaç ansiklopedi de bulunurdu. Ansiklopediler sayesinde dünyada ne olduğunu öğrenirdik. Britannica Ansiklopedisi’de bunlardan bir tanesiydi.