Duruşum bundan ibarettir
Bu aralar ne zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yahut Yeni Türkiye’ye iltifat mahiyetinde bir cümle kursam, OHAL (Olağanüstü Hal) çerçevesindeki bazı uygulamalardan bahisle “Bunları yapan Erdoğan’ı...
Bu aralar ne zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yahut Yeni Türkiye’ye iltifat mahiyetinde bir cümle kursam, OHAL (Olağanüstü Hal) çerçevesindeki bazı uygulamalardan bahisle “Bunları yapan Erdoğan’ı nasıl methedersin?”, “Bu mu yere göğe sığdıramadığın Yeni Türkiye?”, “Diktatörlüğü mü savunuyorsun?”, “Hâlâ akıllanmadın mı?” diye tepki gösterenler oluyor. Tepki gösterenlerden bazıları -dil ve üsluplarından anladığım kadarıyla- FETÖ yandaşı. CHP’li gibi görünenler de var. Bu çevrelerin diktatörlükten şikâyetlerine metelik vermediğimin bilinmesini isterim. Genel olarak da Erdoğan ve Yeni Türkiye konusundaki mülahazalarını -‘doğruya doğru, yanlışa yanlış’ deme basiretini asla göstermedikleri için- kıymetsiz buluyorum. Samimi demokratların tepkileri tabii ki ayrı. *** Askerî vesayetin sona erdiği, milli iradenin özgürleştiği, din düşmanlığı mesabesindeki laiklik anlayışının terk edildiği, Kürt meselesinin hal yoluna girdiği, yerli savunma sanayiinin geliştiği, dış siyasetin Batı eksenine mahkûm edilmediği, İttihad-ı İslam temayülünün sergilendiği, mazlum ve mağdur ülkelerle / halklarla dayanışmanın fevkalade önemsendiği vs, vs, vs, bir Türkiye elbette yenidir ve bütün bunlar benim için elbette şükür vesilesidir. Bunları Allah’ın inayetiyle gerçekleştiren kadronun lideri olarak Recep Tayyip Erdoğan’a şükran duymam da tabiidir. (Yeni Türkiye davasının başta Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu olmak üzere diğer kahramanlarına da. ) Bu ‘genel çerçeve’ ve şükran duygusu bir yana… Erdoğan yönetiminin her icraatını tasvip etmek mecburiyetimde değilim.