Harira ve şürekâsı
Geçen yazımda yaptığım gibi bu yazımda da bir Fas hatırası paylaşmak istiyorum. Önce girizgâh: 2008 senesinde Ramazan ayının bir haftasını dört arkadaşımla beraber Fas’ta geçirdim. Ramazan...
Geçen yazımda yaptığım gibi bu yazımda da bir Fas hatırası paylaşmak istiyorum. Önce girizgâh: 2008 senesinde Ramazan ayının bir haftasını dört arkadaşımla beraber Fas’ta geçirdim. Ramazan ayında Fas tepeden tırnağa oruç ülkesi. Açıktan oruç yiyen bir tek Faslıya bile rastlamadık. Gündüz vakti lokantalarda ve kafeteryalarda sadece turistler yiyip-içiyor, onların masalarında oturan Faslılar varsa da önleri muhakkak boş. Turistlerin uğramadığı semtlerin üzerine iftar vakti müthiş bir ıssızlık çöküyor. Orucu evde ailece açmak tercih ediliyor. Şu veya bu sebeple eve gitmeyenler veya gidemeyenler için lokantalarda ‘standart’ iftar servisi yapılıyor. İftar menüsü ülkenin her yerindeki her lokantada aynı: Nohutlu ve safranlı Harira çorbası, üç-beş hurma, haşlanmış yumurta, bazlama ve süt yahut meyve suyu. İftar denince sadece ve sadece bu anlaşılıyor.