Hazret-i Hamza gibi yürüyen bir millet
AK Parti iktidarları döneminde milletin fena halde yozlaştığını ve idealizmin öldüğünü iddia edenler vardı. 15 Temmuz gecesi bu literatür öyle bir çöktü ki, bir daha zor ayağa kalkar. O gece “Ya...
AK Parti iktidarları döneminde milletin fena halde yozlaştığını ve idealizmin öldüğünü iddia edenler vardı. 15 Temmuz gecesi bu literatür öyle bir çöktü ki, bir daha zor ayağa kalkar.
O gece “Ya Allah, Bismillah, Allahu Ekber” nidalarıyla tankların önüne atılan, kurşunlara kafa atan, yüksek binaların çatılarına çıkıp F-16 savaş uçaklarının üstüne atlamaya kalkışan millet, yüz senedir hiç bu kadar asil, bu kadar idealist, bu kadar serdengeçti olmamıştı.
Peygamber Efendimiz, Hazret-i Hamza’ya, “Yürüyüşün ölümü korkutuyor” demişti ya; o gece Hazret-i Hamza gibi yürüdü ve ölümün ödünü patlattı bu millet.
Askerî darbeyi durdurmak için o ölümü göze alarak sokağa çıkan ve ölümü göre göre sokakta kalan vatandaşlarımızın sayısı 20 milyon civarında tahmin ediliyor.
Muazzam.
Demek ki AK Parti iktidarları millet için yollar, hastaneler, köprüler, barajlar, havaalanları yaparken, bir yandan da millete aşkınlık aşılamış yahut milletin aşkınlığını beslemiş.
İçinde yamuk-yumuk adamlar elbette var, hem de çok; ama istisnalar kaideyi bozmuyor ve bu parti, bu hareket, bilhassa hareketin lideri Recep Tayyip Erdoğan, evvelâ ve her şeyden ziyade idealizmi temsil ediyor; ulvî bir dava için kelleyi koltuğa alıp ölümün üstüne yürüyecek kadar yüksek bir idealizmi.
AK Parti kadroları o idealizmi vazetmekle kalmadı, milletle beraber kendileri de bizzat sergiledi.
Hareketin kurucu lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan Başbakan Binali Yıldırım ve bakanlara, belediye başkanlarından il ve ilçe teşkilatlarına kadar bütün parti, hiç tereddüt etmeden kanlı cuntanın karşısına dikildi o gece.