İyimserlik
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde “demokrasinin güçlendirilmesi”, “hak ve özgürlüklerin genişletilmesi”, “ifade özgürlüğünün geliştirilmesi”, “tutuksuz yargılamanın esas, tutuklamanın istisnai tedbir olması”, “yargı bağımsızlığı ve şeffaflığının geliştirilmesi” gibi fevkalade önemli hususlar yer alıyor.
Bu vaatler kimi çevrelerde şüpheyle karşılansa da, belgenin genel olarak ihtiyatlı bir iyimserlikle karşılandığını söyleyebiliriz.
İhtiyatlı mihtiyatlı; iyimserlik işte.
İyimserliğe muhtacız.
***
Erdoğan bu vaatlerini yerine getirmeye sebat ettiğini gösterdikçe ve bu vaatlerini gölgeleyebilecek söz ve davranışlardan imtina ettikçe ihtiyat payı azalacak, iyimserlik artacaktır.
Adalet biraz da siyasi iklim meselesi olduğu için siyasi iklim yumuşadıkça mahkemeler kanun değişikliklerini beklemeden hak ve özgürlüklere daha saygılı yaklaşacak, ifade özgürlüğü sınırını daha geniş tutacak, tutuklu yargılama tedbirine daha nadir başvuracak ve yargıdaki bu değişim temayülü de iyimserliği besleyecektir. (28 Şubat sürecinde iki kere orduya hakaretten yargılanmıştım; AK Parti’nin iktidarda olduğu 2007 ve sonrasında orduyla ilgili çok daha sert yazılar yazdım, ama ilgili kanun -rakam değiştirerek- yerli yerinde durduğu ve üstelik bu konuda soruşturma açmak için Adalet Bakanlığı’ndan izin alma şartı da kalktığı halde böyle bir sorunla hiç karşılaşmadım. Savcılar aynı savcılardı, hakimler aynı hakimlerdi; ama siyasi iklim değişmişti.)